Normal bir gündü, okuldan çıkmış eve yürüyordum. Güneşli havanın verdiği enerji ile hemen eve varmak istiyordum çünkü bugün cumaydı ve önümde koskocaman bir hafta sonu vardı. Arkama baktığımda bir adam beni takip ediyor gibiydi ama emin değildim. Hızlı yürümeye karar verdim ve adamın hareketlerini görmek için arkama baktığımda adam artık arkamda değildi. Bir anlığına duraksadım ve etrafıma bakındım, kimse yoktu o yüzden içime bir rahatlama geldi. Ev için son dönüşü aldım ve aniden biri ağzımı bir peçete ile bastırdı. Engellemeye çalıştım fakat gitgide etraf kararıyordu ve iki saniye sonra gözlerim kapandı.
Her şey çok hızlı gelişti, kendime geldiğimde havalimanındaydım. Ama ağzım, kollarım, ayaklarım bağlıydı ve kutu gibi bir odaydık. Havalimanında olduğumu uçak seslerinden anladım. Bir kaç dakika sonra içeri iki adam girdi. Benim telefonum, cüzdanım ne varsa hepsi yerdeydi ve onları karıştırmaya başladılar. Telefonumu alıp fidye için ailemi aradılar. Fiyat çok fazlaydı ama neysek i biz zengindik. Büyük ihtimalle beni o yüzden kaçırdılar, ailemin fidyeyi ödeyecek kadar beni çok sevdiğini ve durumlarının olduklarını biliyorlardı. Anlaşma yapıldı ve adamlar odadan çıktılar. Yapayalnızdım ve aynı zamanda çok yorgundum.
Neyse ki çok zaman geçmeden polisler içeri daldı ve beni çözdüler. Adamların durumlarını sorduğumda, fidyeyi verdikten sonra kaçmak için arka kapıya yönlenmişler ve orda da polis onları bekliyormuş zaten. Kapı açılır açılmaz hepsi adamları tutuklamış ve sorgu için karakola götürmüş. Annem ve babamı gördüm ve onlara doru koşup sarıldım. Herkes hüzünlü ve aynı zamanda mutluydu. Böyle bir olayın bir daha gerçekleşmemesi için artık okuldan eve yürümeyecektim. Allahtan böyle korkunç bir olay kötü sonuçlanmamıştı.