Kapıdan çıkmadan evvel oturduğu sandalyeye baktı. Kendisine çok benzeyen bir gölgenin orada uyuduğunu gördü. Eyvah! Gölgeler kaçmış! Hemen sandalyedeki gölgesini sandalyeye bağladı. Neler olup bittiğini merak ediyordu, gölgesini uyandırmadı. Onun uyanmasını beklerken dışarı baktı. İnsanlar gölgelerinin peşinden koşuyordu. İyi ki bağlamışım dedi ve tam o sırada gölge uyandı. Tabii ya, o bir gölge. İpten geçti ve kaçmaya başladı. Onun peşinden koşmaya başladı. Onu yakalamaya çalışırken aklına dank etti: “Ama o bir gölge, onu nasıl yakalayacağım? Onu tutsam bile ellerimin arasından kayıp gider! Evet, öyle olur. Peki bunu bile bile neden herkes gölgelerinin peşinden koşuyor?” Bu olay böyle bayağı, birkaç ay devam etti. Bir gün bütün insanlar bir haber almak için aynı yere toplandılar. Gölgeler de oradaydı. Birden gökyüzünden bir kağıt indi ve kendi kendini okumaya başladı. “Bakın, görün kaç aydır gölgelerinizin peşinden koşuyorsunuz. Onları elde edemeyeceğinizi bile bile. Gün içinde sizi sevdiği için, elde edemeyeceğini bile bile sizin peşinizden koşan bir sürü insan var. Dönün arkanızı bakın, sizin değerinizi bilmeyenleri değil, bilenleri fark edin.” yazıyordu. Birden bütün gölgeler sahiplerini buldu. Bu arada gölgeleri sahiplerinden ayırarak insanları bilinçlendiren kişinin kim olduğu hala bilinmiyor!
Kaçak Gölgeler
(Visited 285 times, 1 visits today)