Hızlıca kapıdan içeri girdim,ellerimi soğuktan dolayı hareket ettiremiyordum.Havanın neden bir anda soğuduğunu anlayamamıştım.Koşarak şöminenin yanına gittim,gördüğüm ilk kibrit kutusuna doğru atılıp kibriti odunların üstüne doğru süzülmesine izin verdim.Kibritin odunla temas ettiği o anın görüntüsünü beynime kazıyıp ısınmaya çalışıyordum.Mutfağa yönelip kendime çay hazırlamaya başladım.
Ateş gittikçe harlanmıştı. Oda yeteri sıcaklığa ulaştığında ise benim hala içim titriyordu.Çayımdan bir yudum aldım gırtlağımı okşayarak mideme doğru yol aldı.Canım hiçbir şey yapmak istemezken sıkıldığımı fark ettim.Birkaç gün önce işten ayrılmıştım ve dağ evime çıkmıştım.Böyle daha mutlu olacağımı umut ederken tam tersi olmaya başlamıştı.İçimde değişik bir his vardı,kelimelere dökemeyecek kadar yoğun bir histi bu.Etrafa bakındım ev sessizliğe gömülmüştü,odunların çıkardığı ses dışında o evde sadece ben vardım.Bir süre sonra aklımdaki düşünceleri çıkarmak için kitap okumaya karar verdim.Kitabımın 100. sayfasında kalmıştım.Ellerimi yavaşça kapakta gezdirdikten sonra sanki kitap canlıymışçasına çok narin bir şekilde kapağını çevirdim.O an o koku gelmişti,kitabın muhteşem kokusu…Tüm benliğimle o kokuyu içime çektim ve okumaya başladım.Kitap gerçekten çok heyecanlı ve akıcı bir kitaptı.Kitabımın 116. Sayfasını çevirdim ve önüme bir kağıt çıktı.Kağıdı usulca alıp baktım ve üzerinde el yazısıyla bir cep telefon numarası yazıyordu.Bu yazı benim yazım değildi emindim,bu kitabı da daha 1 hafta önce almıştım.Peki içindeki bu gizemli telefon numarası da neydi?Hemen telefonumu elime alıp o numarayı aradım,tahmin ettiğim gibi bulunduğum konumdan dolayı telefon çekmiyordu.Arabaya atladım ve şehrin içine doğru yol almaya başladım.Ben ne zaman bu kadar meraklı olmuştum?İşten ayrılmadan önce kafamı kaşıyacak vaktim olmazken şimdi bulduğum saçma bir numara beni dağın tepesinden şehre sürüklüyordu.
Karşı ş
eritten gelen arabalar selektör yaparak yanımdan geçti,anlaşılan ileride radar vardı.Hızımı yavaşça düşürdüm ve devam ettim.Şehre varmıştım hemen arabadan inip tekrar, bulduğum numarayı aradım,çalıyordu ,evet gerçekten de çalıyordu.Kalbimin atış hızını kulaklarımda hissedebiliyordum ve telefonu açan olmadı.Kitabın arasında saçma bir numara bulup 150 km yol gelmiştim ve şimdi o saçma numara telefonu açmıyordu.Şehirde bir otel buldum ve bir gecelik orada kalmaya karar verdim.Hemen resepsiyona gidip bir oda tuttum.Bir gecelik paramı öderken niyeyse içime bir hüzün çökmüştü hem para kazanabileceğim bir işim yoktu hem de sürekli para harcıyordum.Kafamdan olumsuz düşünceleri atmaya çalışarak odama yöneldim,kapıyı açtım ve yatağıma doğru usulca yöneldim. Kendimi yatağın o muhteşem sabun kokulu çarşaflarının üstüne bıraktım.Gözlerim kapattım ve güzel bir uykuya dalacakken orada olma sebebim aklıma tekrardan geldi.Numaranın bulunduğu kağıdı elime aldım numarayı dikkatlice inceledim.Bu numara bir yerden tanıdık geliyordu ama nerden olduğunu çıkaramadım.
O gece hayatımda hiç uyumadığım kadar çok ve güzel uyumuştum.Beni saran yorganların arasından süzülüp resepsiyona indim.Tam otelden çıkarken aklıma yine o numara geldi.Kafamı yavaşça ovdum o numara tahmin ettiğim şey olamazdı olmamalıydı.O numara ölmüş babamın numarası olamazdı hemen telefonumu açtım ve numarayı kontrol ettim evet oydu.Tam olarak 15 yıl önce ölmüş bir adamın numarasını kim bir kitabın içine koyardı ki…Tekrar aradım uzun uzun çaldıktan sonra birisi açtı,hızlı hızlı nefes alıp veriyordu ve sorduğum hiçbir soruya cevap vermeden telefonu kapatmıştı.Tekrar aradığımda ise ulaşılamıyordu.Arabaya doğru yürürken tekrar o numara aradı.Hızlıca telefonu açtım ve telefondaki adam konuşmaya başladı,kulaklarıma inanamıyorum babamın sesiydi evet,duyabiliyordum,kulağıma gelen o ses babamındı.Korkmaya başlamıştım ölmüş birisiyle nasıl iletişime geçebiliyordum?
Çok terlemiştim,alnım ve sırtım tamamen ter içindeydi.Bu aralar neden bu kadar fazla kabus gördüğüme anlam veremeyip yatağımdan hızlıca kalktım,hayatın o sıkıcı rutini tekrardan başlamıştı…