K341

Sabah polis departmanının beni araması ile uyandım.Bu sabah işlenen bir cinayet davası için beni atamışlardı.Bu dava hakkında ilk bilgileri almak üzere polisiye binasına doğru yola çıktım.Yolda giderken beni arayan ortağım arabasının bozulduğunu dile getirdi ve rotamı polisiye binasından onun evine çevirdim.

Onu da aldıktan sonra bu dava hakkında bilgi almak üzere polisiye binasından içeri giriş yaptık.Cinayet bürosu amirimiz olan Mesut bey dava hakkında ilk bilgileri meslektaşlarımıza anlatmaya başlamıştı.Bu dava biraz ilginçti.İki çöp kutusunun arasına metal kablo kullanılarak gerilen maktul için olay yerine intikal eden ilk ekip  adli tabiblerimiz olmuştu.Cesete bakarak henüz bir ölüm nedeni bulunmasa bile Mandibula kemiğine aldığı darbe sonucunda çenesinin kırılması ve Craniumda hasara yol açmasından dolayı maktulün beyin kanamasından öldüğünü ardından da katilin kurbanın vücudunu parçaladığını tahmin etmektelerdi.

Adli tıp ekibi ile konuşmamızın ardından büro olarak toplantı yaptık.Bu toplantı sırasında gelen bir haber ile bütün olayın seyrini değiştiren olay yaşandı.Maktulün ceketinin sağ cebinde K341 yazılı bir mektup ortaya çıktığını öğrendik.En son bunun gibi bir mesajı yetmişten fazla cinayet işlediği bilinen kendine ”Kalender” diyen bir seri katildi.Bizlere en son olarak bıraktığı mektup olan K340’ı hala çözemememize rağmen yılllar sonra K341 yazan yeni bir mektup almıştık.Acaba bu bir taklitçi mıydı? yoksa gerçek ”Kalender” mi?

Ortağım Kemal ile yemek yerken isimsiz birinden telefon aldım.Telefonu açtığımda bir ses”Merhaba komiser Melih,uzun zamandır görüşmemiştik ben Kalender” dedi.Sadece bununla da kalmadı bana birkaç saniye içerisinde şehrin önemli noktalarından birinde bir patlama olacağını söyledi.Ortağım ile yediğimiz yemek masasından şehir üzerinde bulunan her yere özel ekiplerin gönderilmesini emrini verdik.Fakat çıktığımız restoranttan biz uzaklaştıktan sonra bir patlama sesi geldi oraya doğru bakarken arabanın önüne bir çocuk atladı ve ”Kalender abinin selamı var.” dedikten sonra kendi yaşamına son verdi.Ortağım ile hayretler içersinde kalmıştık.

Çocuğun cebinde bulduğumuz telefonu teknolojik işler ile uğraşan birime verdikten sonra gelecek olası bir güzel haberi beklemeye başladım.Aldığım telefonda teknoloji ekibi inceleme yaptıkları birime yanlız gelmemi söylediler.Oraya gittiğimde birim sorumlusu Ayten hanım bir lokasyon bulduğunu söyledi.Bu lokasyon amirimizin oturduğu evi gösteriyordu.Amirimizi alıp onun kendi evine doğru gitmeye başladık.Evine gittiğimizde yüzünde maske olan biri vardı.Peki amirim yanımda olduğuna göre ”Kalender” kimdi? Karşımda duran adama maskesini çıkarmasını söyledim.Bize karşı arkası dönük olan adam maskesini çıkarttı ve bize döndü.”Şaşırdın dimi ortak?”.Onlarca sene aradığımız seri katil ortağım Kemalmiş meğerse.O anda yıkıldım.Arka planda olan bütün olaylarda habersiz olan Kemal biz nasıl tuzağa düşürdüğünü anlatıyordu.Gözümden akan yaşı silerken yakamda bulunan mikrofona şimdi diye seslendim ve nişancımız tetiği çekti.

Kemal yere yığıldı.Onun yanına doğru gittim ve verdiği son nefesinde bana acı çektiren o seri katilin yanında olmak istedim.Yanına gittiğimde son nefesini vermek üzereydi.Ona doğru baktım ve yanına oturup şu cümleyi kurdum.”Üzgünüm,bunu yapmak zorundaydım.”

(Visited 62 times, 1 visits today)