Merhaba, benim adım James Miller. 23 yaşındayım. Amerika’da yaşıyorum, ee aslında tam olarak da Amerika’da yaşamıyorum. Nasıl diye soruyor olabilirsiniz. Gezginim diyelim. Uluslararası gizli ajanım. Doğa üstü olaylar bölümündeyim. Annem çok iyi bir hırsız, babam ise çok iyi bir ajanmış. Tanışınca annem de ajan olmuş. Bir yaşından itibaren ajan olmak için eğitildim. Üç yıldır iyi ve rütbeli bir ajanım. İki yıldır da görünmezlik gücüm var.
Şimdi iki yıl öncesine gidelim. Görevdeydim, bir zombi istilası olmuştu. Tam mermilerim bitmişti ve zombiler beni sıkıştırıyordu. O anda ”bom” diye üstüme yıldırım düştü. En başta öldüğümü sandım. Gözlerimi ilk açtığımda zombilerin benden uzaklaştığını gördüm. Rüya gördüğümü düşündüm. Daha sonra kaçarken takılıp bir su birikintisine düştüm. Yansımamın olmadığını gördüm. Bir an düşündüm ve en yakın arkadaşım Oliver’a seslendim. Beni duymayınca beni duymasını diledim. Ve bir anda bana ”Sesini duyuyorum ama neredesin?” dedi. Ben de “Önündeyim görmüyor musun?” dedim.
-Yoo, bir saniye acaba görünmez mi oldun?
-Nasıl yani, beni göremiyor musun?
-Peki, o zaman bu kaç?
-Neredesin ki, göremiyorum.
-Peki, bunu görebiliyor musun? (O sırada eline bir taş almıştır)
-Taşı nasıl uçuruyorsun!
Oliver kulaklarına inanamamıştı. İşte görünmez olduğumu böyle anladık. Daha sonra bu güçle neler yapabileceğimizi düşündük. Aklımıza bir sürü havalı ve işe yarayacak şeyler geldi. Ama ikimizinde emin olduğu tek bir şey vardı. O da bu güçle hem çok eğleneceğiz hem de işimizde kullanacağız. Bir de bu gücü kesinlikle sadece ikimizin bilmesi gerektiğine karar verdik. Eğer bu güç yanlış ellere geçerse her şey çok kötü olabilirdi.