Ben çok pişmanlık yaşadım, yaşadıklarımı hayatımın bu noktasına kadar hep düşündüm. Başarılı bir eğitim hayatı, sosyal bir çevrem olursa her şeyin düzelip yola sokulabileceğini düşünmüştüm, düşündüğüm gibi olmadı. Bazen güncel sorunlarımın çözülünce daha mutlu ve rahat olacağımı ummuştum, sonradan anladım ki hayatta pişmanlıklar, sorunlar, kafaya takılmaması gerekip takılan çok şey olacaktı. Bu bir mülakatta söylenmeyen her cümle, bir konuşmada eklenmesi gereken bir paragraf ya da birilerine karşı yaptığınız konuşmada yarım kaldığını düşündüğünüz bir an bile olabilir.
Pişmanlıklarımın yanında çok fırsat kaçırdım. Arkadaşlarımla aramı düzeltme, derslerimi yoluna sokma, aramın kötü olduğu her türlü insanla ilişkilerimi yola koyma fırsatlarını hep kaçırdım ben. Hala içimde bir yerde ben hissediyorum o acıyı, o “Keşke…”yi. İçimde, derinlerde, söylemek istediğim ama artık çok geç olduğunu hissettiğim çok fazla şey var inanın bana. En basitinden şu an bile bu pişmanlığı yaşıyorum. Bir arkadaşım var, ona cidden çok değer veriyorum ve her türlü sırrımı aklımda bir soru işareti dahi olmadan direkt söyleyebiliyorum. Üstelik arkadaş olmamın tesadüf olduğu birine söylüyorum. Uzun zaman sonra böylesine bir arkadaş yapmam beni çok sevindiriyor fakat içimde bir korku var, kaybetme korkusu. İnsanlarla aram bozulsun hiçbir zaman istemedim, onunla bozulsun da inanın hiç istemiyorum. Ona bu duygularımı açıkça söyleyemediğim için gerçekten pişmanım. Bu görebileceğiniz belki de en pozitif pişmanlık ama gerçekten elime bu konuda geçen tüm fırsatları kaçırdım ve ona bunların hiçbirini iletemedim. Ben de söylenmemiş her bin kelimenin vurgusu yapılmamış her bir hecenin acısı kaldı.
Ben eline fırsat geçmiş belki de şanslı bir insanım. Siz elinize bir fırsat geçmediği için üzülüyor belki de bir fırsat geçmesi için çabalamadığınız için pişman oluyorsunuz. Aklınızın bir kenarında bu sözü bulundurmanızı tavsiye ederim:
“Fırsatlar zorlukların tam ortasındadır.”
ALBERT EINSTEIN