İzafiyet teorisi. Bir diğer adıyla görelilik kuramı.
Bu teorimiz 1905’te Einstein tarafından ortaya atılan bir fizik kuramıdır.
Şunu önemle belirtmek isterim: Fizik kuralları her zaman herkes için aynıdır.
Öncelikle biraz yirminci yüzyılın dahisi olan Einstein’dan bahsedelim.
Teorilerinde bize uzaklığın ve zamanın göreli olduğunu ve kuantum denen enerji
parçalarının varlığını gösterdi. O gerçek bir deha idi.
Görelilik kavramı iki maddeye dayanır.
1) Hareket göreli bir kavramdır
2) Evrende ulaşılabilinecek mutlak hız ışık hızıdır.
Işık hızı nedir biraz bundan bahsedelim öncelikle…
Bizim dünyamız düşük hızlar dünyasıdır, Einstein bizi bu teorisinde ışık hızına
götürecektir. Işık hızında zaman kavramı yavaşlar ve uzunluklarsa kısalır.
Bu sayede ışık hızına ulaştığımız anda zamanın mutlak olmadığını öğreniriz.
İzafiyet teorisi yani bir diğer adıyla görelilik kuramı, ışık hızına
yakın giden bir uzay gemisinde seyahat eden astronotların Dünya’ya
döndüklerinde uzayda geçen 1 yılın dünyada kat kat fazla yıl geçmesidir.
Yanı biraz detaylandırdığımızda…
İki insan düşünelim Ahmet ve Hüseyin olsun.
Ahmet’i bir uzay aracına bindirelim ve ışık hızında uzaya gönderelim.
Ahmet kendi saatiyle 5 sene seyahat ettikten sonra Dünya’ya geri dönsün.
Ahmet Dünyaya döndüğü zaman Hüseyin ile aralarında yaş farkı gözlenebilecek.
Işık hızının %90’ında seyahat ettiğini düşündüğümüz zaman dünya saatinin yalnızca
%44’ü hızında işlemiş olacak yani dünyada geçen 100 saniye Ahmet için 44 saniye
demek olacaktır.
Einstein’a “izafiyet teorisini kısaca nasıl anlatırsınız?” diye sorduklarında;
“Elinizi bir dakikalığına sıcak bir fırının içine sokun, sanki bir saatmiş gibi
gelir. Güzel bir kızla bir saat kadar zaman geçirin, bir dakikaymış gibi gelir.
İzafiyet budur.” demiştir.
Yani özetle; size ve çevrenize ait olan her şey yavaşlayacak. Sizin bunu
fark etmeme sebebiniz ise beyninizde düşünce üreten nöro-sinaptik hücreleriniz
ise çevrenizdeki her şey gibi yavaş bir hızla çalışacaktır.
Biraz da uzaydan bahsedelim…
Teknolojimizin yettiğince bildiğim şey: Var olan her şeyi içine
almış sonsuz bir boşluktur. Tüm gök cisimlerini içinde bulundurur.
Einstein, evrenin geometrisinde yanıldığımızı anladı.
Örneğin iki paralel ışığın uzayda hiç kesişmeden gideceğini sanırız.
Çünkü Öklid geometrisinin sonsuz düzleminde paralel çizgiler hiç kesişmez.
Biz insanlar bir zamanlar Dünya’nın düz olduğunu düşünürdük. Bugün dünyanın
yuvarlak daha doğrusu elips (yassı/basık yuvarlak) bir şekilde olduğunu biliyoruz.
Ankara ile Fransa’yı düşünelim aralarındaki uzaklık düz bir yol değildir.
Bir çember yayıdır. Söz konusu Dünya olduğunda bile Öklid geometrisi
geçerli değildir. Ekvatorun iki noktasında kutuplara bir üçgen çizsek bu üçgenin iç
açıları toplamı 180 derece değildir, daha fazla bir açıdır. Dünya üzerinde bir
çember çizsek çevre ile yarıçapı arasındaki değer pi sayısından küçük çıkar. 