Bir varmış, bir yokmuş.Marina adlı bir kız varmış.Kendisi bir dal kadar ince,bir kartopu kadar beyaz 17 yaşında bir kızmış.Bir de Merve adlı bir kız varmış.Kendisi balık etli,esmer 18 yaşında bir kızmış. Genel olarak Marina iyi davranışlar içinde Merve ise tam aksi davranışlar sergileyen iki farklı kızlarmış.
Bir gün Merve, küçük bir kızın şekerini almış ve hemen yalamış fakat küçük kızın annesine yakalanmış. Kızın annesi çok kızınca şekerin parasını onlara ödemek zorunda kalmış. Bu sıralarda ise Marina’nın basketbol yarışması varmış ve çalışmak için 1 haftası kalmış. Marina’nın hazırlandığı yer şehrin ortasındaki basketbol sahasıymış. Merve de aynı yarışmaya katılacakmış. Yarışmaya 6 gün kala aynı sahada Merve ve Marina karşılaşmış ve tanışmışlar.
Merve’nin aklına kötü bir fikir gelmiş ve heme o fikri uygulamaya başlamış. İlk önce Marina’ya kötü davranmış ve sonrasında ise topunu patlatmış. Marina zeki bir kız olduğundan ona bir oyun oynamış. Demiş ki:
- Sen benim topumu patlattın! O zaman ben de senin topunla oynarım demiş.
Oynamaya başlamış Marina. Merve demiş ki:
- Bir daha kötü olmayacağıma söz veriyorum ama topumu bırak lütfen.
Marina ise,
- Peki bırakacağım ama kimseye bir daha kötülük yapmayacağına söz ver.
Merve ise bir daha kimseye kötülük yapmayacağına dair söz vermiş. Sonrasında Merve ise:
- Benim sana söylemek istediğim bir şey var. Ben niye herkese kötü davranıyorum söyleyeyim mi ?
Marina:
- Evet gerçekten çok merak ediyorum, sorun nedir ?
Merve:
- Benim annem kanser hastalığına yakalandı ve öldü. O kanser hastalığı şu şekilde oldu: Annem, Japonya’ya gitmişti. Orada bomba patladı, radyasyon alevleri onu çok etkiledi ve sonrasında öldü.
Marina:
- Neden bunu benden sakladın ?
Merve:
- Üzgünüm bunu yapmak zorundaydım.
Marina:
- Neden? Eğer bana söyleseydin ben ona göre davranırdım.
Merve:
- Artık biliyorsun, ona göre davranırsın. Bu gerçeği herkes öğrenir ve umarım beni affederler ve yaptıklarımı anlayışla karşılarlar.