İyilik

Bundan seneler önce ormanın derinlerinde bir köyde yaşayan bir adam varmış. Bu adam uzun, yaşlı, ihtiyar, güzel yüzlü, gülen yüzlü bir adammış. Bu adam köydeki en yaşlı ve bilindik adammış. Adam bir zamanlar o köyün muhtarı bile olmuş hatta. Köyü yıkılmaktan da kurtaran bu adammış. Bu adam sevecen, iyi kalpli, güzel yürekli bir insan olduğu için köydeki herkes bu adama saygı duyarmış. Severlermiş de aynı zamanda bu adamı çünkü hayatta artık böyle insanlar bulmak da çok zormuş. Aynı zamanda da çok hayvansever bir insanmış bu adam. Sayamayacağınız kadar kedisi, köpeği, kuşu, balığı ve daha birçok evcil hayvanı olmuş bu adamın. Bu adamın hayvanseverliği 20’li yaşlarda köyünün yolunda yaralı bir kedi bulmasıyla başlamış. Bu köy bu güzel kalpli insan gelene kadar kırık, dökük gibi bir sürü sorunları olan bir köymüş. İşte bu yüzden artık burada yaşanamayacağını söyleyip köyü yıktıracaklar varmış. Fakat adam zamanla köyünü geliştirmiş, onarttırmış  ve bir gün yolunda giderken ağır yaralı bir yavru kedi görmüş…

   Başta adam düşünmüş ne yapabilirim diye, çünkü şehir köyden çok uzaktaymış. Lakin adam başka seçeneği olmadığını anlamasıyla yoluna koyulmuş ve şehirdeki bir veterinere götürmüş kediyi… Gel zaman git zaman kedi bir şekilde iyileşmiş ve adam bu kedi gibi hayvanlar için köye bir veteriner lazım olduğunu düşünmüş ve halkına köyüne böyle bir imkan sağlayacağına söz vermiş. Tutmuş da bu sözünü. Adam o günden beri bir sürü hayvan sahiplenmiş. Şuan ki hayvanı ise Mırmır adında Tekir türü bir kediymiş… Hani demiştik hikayenin başında bu adama karşı herkes sevgi saygı besler diye, işte bir kadın hariç. Bu kadın huysuz, mutsuz, ne olursa olsun memnuniyetsiz bir kadınmış. Fakat bu kadında çok severmiş hayvanları, aynı zamanda bu ihtiyar adamın kedisini de. Ama adam kadın ona karşı saygı duymadığı için kedisini çok göstermek istemiyormuş kadına. Kadında ne yapsın adam evde olmadığı zaman kediyi alıp oynuyormuş. Kedi de çok severmiş bu kadını, bu durumda kadını çok mutlu edermiş…

   Adam hiçbir zaman kadının onun kedisini aldığını fark etmemiş, ta ki bir zamana kadar… Kadın yine bir gün adamın evde olmadığını düşünerek kedinin onun evine gelmesini sağlamak için pazardan balık almış…

   Mutlu bir şekilde kadın kedinin balığını yapmış. Adam ile kadının evi çok yakın olduğu için kedi anlayıp hemen kokuyu almış ve hareketlenmiş. Adam içinden düşünmüş ; “Kedim küs olduğumuz komşumuzun kapısına doğru koştu ve gözden kayboldu. Kapı açıldı içeriden tuhaf bir koku geliyordu. Neden acaba?” Başta korkmuş adam ama sonra gizlice Mırmır’ı takip edip kadının ona yaptığı balığı ve gülümsediğini görmüş. Adam nolursa olsun iyiliğe inanmış, konuşmuş bu kadınla. Kadın köylülere ve adama karşı önyargılarını yıkmış ve artık bundan sonra güler yüzlü bir insan olmaya başlamış…

 

(Visited 17 times, 1 visits today)