Bir gün bir çocuk, gece uyumadan önce bulutlar hakkında bir kitap okudu ve bulutlarla ilgili çok fazla şey öğrendi. Uykuya daldığında, rüyasında bir bulut olduğunu gördü ve istediği yöne uçabildiğini fark etti. Onun dışındaki diğer bulutların da farklı bir dilde onunla konuştuğunu duydu. Bu çok heyecan vericiydi ancak bunun yalnızca bir rüya olduğunu biliyordu. Sadece uyuduğu süre boyunca bunu hissedebileceğinin farkındaydı. Bu yüzden keyfini çıkarmaya karar verdi.
Bulut rüyası, öncelikle başka bulutlarla tanışması ve arkadaş olmasıyla başladı. Sonra çok sayıda bulutla konuştu. Ancak aralarında en sevdiği, bir yağmur bulutu olmuştu ve bu bulut ona çok samimi gelmişti. Ona durumunu anlattı ve yağmur bulutu, bu serüven boyunca ona eşlik edeceğini söyledi.
Öncelikle etrafı gezdi ve dünyanın neresinde olduğunu anlamaya çalıştı. Fakat neresi olduğunu bir türlü anlayamadı. Ancak bir süre sonra eğik Pisa Kulesi’ni ve önündeki kalabalığı gördü. Bulunduğu yerin İtalya olduğunu anlayınca çok sevindi çünkü İtalya’ya gitmek en büyük hayaliydi ve bu gerçekleşmişti.
Tam bu sırada sabah olduğu için annesi onu uyandırdı ve okul için hazırlanmasını söyledi. Rüyasından dolayı mutluydu ve yataktan kalktıktan sonra “Eğer bulut olsaydım, gökyüzünde çok keyifli zaman geçirirdim.” diye düşündü.