26 Haziran 2050’de İtalya’daki bir moda fuarına gitmiştim. Uzun zamandır moda fuarlarına katılmamıştım ve bu tür etkinlikleri çok severdim ancak içeri girdiğimde buranın bir moda fuarından çok, bir teknoloji tasarım merkezine benzediğini fark ettim. Her yerde ileri teknoloji ürünü cihazlar ve akıllı kıyafetler vardı. Normalde podyum için yere kırmızı halı serilir diye düşünmüştüm ama yanılmışım. Onun yerine, ayakkabının veya kıyafetin rengine ve ağırlığına göre kendini değiştiren bir “Teknolojik Halı” kullanılmıştı. Bu durum bana hem garip hem de ilginç geldi.
Bir süre bekledikten sonra fuar başladı. Her şey yolunda gidiyordu, ta ki insanların kıyafetlerindeki garipliği fark edene kadar. Herkes, süslü ve şık kıyafetler yerine gri, düğmeli ve robota benzeyen tasarımlar giymişti. “Neyse” diyerek fuarın sonuna kadar beklemeye karar verdim.
Bazı sanatçılarla tanışmak için yanlarına gittiğimde onlara sarılmaya çalıştım ama başaramadım. O sırada bir güvenlik görevlisi durumu fark etti ve bana olanları açıkladı. Duyduklarıma inanamadım! Meğer bazı sanatçılar aslında fuara uzaktan, evlerinden katılıyor ve gelişmiş bir teknoloji sayesinde oradaymış gibi görünüyorlarmış.
O günü kimseye karşı utanç duymadan tamamlamayı başardığım için kendimle gurur duydum. Bundan sonra gündemi daha dikkatli takip edip ona göre hareket etmeye karar verdim.