İstek Enerjidir, Enerji İse Her Şey

42 yaşında başkanlık koltuğuna oturan Eski Amerika Devlet Başkanı, Theodore Roosevelt’in, hepimizin bildiği o ünlü cümleyi söylemesi aslında bir tesadüf olamaz; ‘İnanmak, başarmanın yarısıdır.’ Asırlar önce fark edilmiş ama günümüzde hala açıklayamadığımız sofistike bir sır olan enerji ve düşünce, araştırmalar sonucu meyveleri vermeye başlamıştır.

Saf enerji aslında bizlerin, sizlerin ya da varlığından haberdar olmadığınız milyarlarca insanın günlük hayatını şekillendirmektedir. Ayrıca saf enerji maddedir ve var olmasa bizler de var olamazdık. Çünkü enerji maddeyi oluşturuyorsa ve düşünceler saf enerjiyse düşünceler de buna bağlı olarak gerçekleşir ki nitekim gerçekleşmektedir. Beynimiz de bu enerji ile çalışır ve bu enerji doğrultusunda oldurur. Araştırmacıların öne sürdüğü bir başka teori ise beyin ve beyan etmenin iç içe çalışma prensibidir, modern ve İngilizce ’den çevrilmiş haliyle ise manifest etmektir kısaca. Beyne giden her düşünce yani enerji gerçekleşmek için gider. Örneğin, sıfırın altında olan bir havada üşüdüğünüzü varsayalım. Sürekli havanın ne kadar soğuk olduğunu düşünürseniz hava size daha da soğuk gelecektir. Ama eğer kendinizi havanın o kadar da soğuk olmadığına inandırırsanız, o düşünceyi beyninize iletirseniz, üşümeniz hafifleyecektir. Bu perspektiften bakıldığında evren ve beynimiz bizlerin her söylediğini dinlemekte ve ona göre harekete geçmektedir ancak geriye tek bir problem kalmaktadır o da düşünceler olumlu ya da olumsuz olduğunun ayırt edilememesi.

İnsanların başına genellikle olmasını istemediği şeyler hep gelir. Bunun bir nedeni de sizin beyninize bu düşünceyi yollamanızdır. İnsan beyni gönderilen sinyalleri olumlu ya da olumsuz olarak ayıramadığı için her gelen düşünce için ortam hazırlar ve daha sonra gerçekleşmesi için çalışır. Bu nedenle başınıza kötü bir şey geldiğinde eğer ki ‘Ben başıma geleceğini biliyordum.’ diyorsanız artık sebebini biliyorsunuz. Bu durumdan sıyrılmanın tek bir yolu var o da düşüncelerimizi düzenlemek ve kendimiz için doğru olanı istemek. Oldurma ile ilgili olarak sözde bilimcilerin öne sürdüğü 7 tane yasa vardır. Bunlar:

  • İrade Yasası
  • Çalışma ve teksir yasası
  • Külli çekim yasası
  • Benzeşim (Sempati) yasası
  • Tedriç yasası
  • Tümevarım yasası
  • Parça bütüne aittir yasası

Bu yedi yasa Murphy Kanunları’nın tam olarak tersini iddia etmektedir. Murphy Kanunu der ki,  ‘Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir.’ ya da ‘Bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır.’ Bir insan olarak istemeden yaşamak mümkün değildir çünkü sürekli olarak düşünürüz ve bu düşünme eylemi sonucunda da her zaman bir şeyler isteriz. İsteme olasılığımız hiçbir zaman sıfır olamayacağına göre bir şeyin olma olasılığı da hiçbir zaman yüzde yüz olamayacaktır. Ne kadar çok ister, bunun düşüncesini kurarsak beyin ve evren bir olup o düşüncenin yerini bulması için uğraşacaktır. Ancak istemenin yanı sıra istenilen durum için çalışmak ve çabalamak da bireyi hedefine daha kolay ulaştırmaktadır.

(Visited 45 times, 1 visits today)