Murphy yasalarına inanan insanlar, hayatlarını, olayların ters gitmesi üzerine kurar. Yasadaki tüm maddeler, mükemmel ilerleyişe sahip olan bir olayın bile günün sonunda kötüden kötüye gideceği üzerine kuruludur. Böylece inandığınız için her şey kötüye gider. Bu durum da çekim yasasını doğrular. Hayatınızda ilerleyen olayları kendi düşünceleriniz şekillendirir, Murphy yasalarında olduğu gibi kesin sonuçlar yoktur, onun yerine bu sonuçları siz seçersiniz.
İnsanın inanılmaz bir düşünce gücü var ve çoğu insanın bunun farkında bile olmaması ve evrenin bu gücünün bir uydurma sanılması beni fazlasıyla hayal kırıklığına uğratıyor. Ayrıca çekim yasasını bir saçmalık olarak görüp de hayatlarını karartmaya yönelik bir yasaya inanan insanlar, Murphy yasalarını savunamıyor. Bir açıdan değerlendirildiğinde de, Murphy yasaları da bir çeşit çekim yasasıdır fakat sadece kötüyü getirir.
Mentalitesi, “Bu da kötü sonuçlanacak” şeklinde olan bir insan kötüyü çekerken, “İstediğim sonuca ulaştım” diyen kişi istediği sonucu tam olarak hayatına çeker. Hangisinin daha iyi bir inanç olduğunun tartışmaya açık olduğunu düşünmüyorum.
Büyüklerimizden hep “ İyi düşün iyi olsun” sözlerini duyarız. Çekim yasası son zamanlarda daha fazla popüler olmasına rağmen oldukça geniş bir tarihi vardır. “Çekim Yasası” söylemi ilk olarak 1877 yılında rus okültist Helena Blavatsky tarafından kullanıldı, o zamandan bu zamana kadar da çoğunlukla okültizm ya da evrendeki enerjiler ile ilgilenen insanlar tarafından kullanıldı. Tabii Murphy yasaları daha eskiye dayanıyor, 1949 yılında Ed Murphy’nin Amerikan Hava Kuvvetlerinin MX981 kod adlı çarpışma testi araştırma projesi sırasında John Stapp tarafından meşhur edilmesine dayanıyor.
Kim neden kötü koşullar altına girmek istesin ki? Kablolamayı yanlış yapan teknisyene kızıp “Bir işi yanlış yapmanın bir yolu varsa bu adam onu mutlaka bulur” diyen Murphy hayattan bıkmış olmalı ki hep negatife yöneliyor.
Bir yandan çekim yasası, sadece pozitifi çekmediği gibi mıknatıs gibi sadece pozitif ve negatifi çekmez. Herkesin olumlusu ve olumsuzu farklıdır değil mi? İki yasanın da bilimsel bir açıklaması olmasa da evrenin muazzam gücü göz ardı edilemez. Evrene mesaj göndermek, olumlu mesajlar göndermekten geçiyor bu yasa. Tıpkı evinize sipariş ettiğiniz pizza gibi evrenden bir siparişte bulunuyorsunuz. Tabii bunu doğru kelimelerle dile getirmelisiniz. Bundan bahsetmeyeceğim.
Özünde, evren size istediğinizi verir fakat bunu nasıl istediğiniz önemli. Birkaç saçma kuralla kendinizi kısıtlayıp her şeyin daha da kötüye gideceğini düşünmek yerine her ne istiyorsanız en makul haliyle hayatınıza çekebilirsiniz.