Bazı insanlar hayatlarında kısaca “Ters gidebilecek her şey, ters gidecektir.” Olan Murphy Kanunlarını, bazı insanlar ise “Bir şeyi çok arzularsanız evren de size yanıt verir.” Olan Çekim Yasasını rehber edinir. Peki, bizim hayattaki rehberimiz hangisi olmalı?
Murphy Kanunları, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetlerinde bir mühendis olan Edward Aloysius Murphy Jr. 1949’da insan bedeninin ivmeye dayanıklılığını ölçen bir deney yapıyordu. Ölçüm cihazlarının birinin yanlış takılması bütün deneyin başarısız olmasına yol açtı. Bu başarısız deneyi yorumlayan Edward A. Murphy Jr., Murphy kanunlarını buldu. Murphy kanunları bilimsel verilere dayanan kanunlardır. Murphy Kanunlarına göre bir olay mümkünse gerçekleşir ama gerçekleşmeme ihtimali gerçekleşme ihtimalinden daha fazladır yani “Kaos, düzenden daha olasıdır.”.
Çekim Yasası ise, olumlu veya olumsuz düşüncelerin hepsinin saf enerjiden oluştuğunu ve bir kişinin hayatını direk etkilediğini savunan bir düşüncedir. Çekim yasasına göre bir şeyin olmasını çok istersek evren bizim bu isteklerimize cevap verir ve eninde sonunda bu gerçekleşir. Çekim Yasası hiçbir bilimsel veriye dayanmaz. Lakin Çekim Yasasının hiçbir bilimsel veriye dayanmaması tamamen bir saçmalık olduğunu göstermez. Örneğin mühendis olmak isteyen bir kişi eğer evrenin ona bunu sağlayacağını düşünüp ona göre çalışırsa mühendis olabilir, bu durum İslam İnanışında olan tevekkül inancına benzer. Tevekkül inancına göre, kişi bir işin gerçekleşmesi için gereken çabayı gösterdikten sonra duasını ederse Allah bunu gerçekleştirir. Ancak yanlış tevekkül inancından kaçınmak gerekir. Hiçbir şey yapmadan, hiçbir çaba sarf etmeden, sadece dua ederek bir şeyin gerçekleşmesini sağlamanın mümkün olamayacağı gibi Çekim Yasasında da bir şey yapmadan sadece istemek yetmez.
Bence hayatımızda Murphy Kanunlarını rehber edinerek hareket etmek daha doğru bir seçim olacaktır. Çünkü Çekim Yasasının aksine Murphy Kanunlarını batıl inançlara değil olasılıklara dayanır. Murphy Kanunlarını rehber edinmek her zaman ikinci hatta üçüncü bir planımız olmasına sebep olur. Çünkü planladığımız bir şeyin her zaman yanlış gitme ihtimali olduğunu bilir ve buna göre hareket ederiz. Murphy Kanunları kötümser bir bakış açısı gibi görünse de aslında insanların her zaman bir yedek planı olmasını sağlar. Tam tersi, Çekim Yasası ise kulağa iyimser bir bakış açısı gibi gelmesine rağmen, kişiyi çalışmak yerine sadece isteyerek bir şeyi elde edebileceği düşüncesine kaptırabilir. Bu durum, kişinin hiçbir şey elde edememesinin yanı sıra, davranışlarının sorumluluğunu almak yerine çeşitli bahanelere sığınmasına yol açabilir. Bu ise, hatalarımızdan ders almak yerine aynı hataları tekrarlamamıza neden olur. Bundan dolayı isteklerimizi gerçekleştirmemiz için akılcı planlama gereklidir.