Sabahın erken saatlerinde anlam vermediği bir şekilde uykusundan uyanmıştı. İçerideki odanın Kapısının aniden çarptığını duydu ve oraya yöneldi. Açık unuttuğu pencereyi kapattı. İçinde anlam veremediği bir kaygı vardı. Kendini nasıl sakinleştireceğini bilemiyordu. O anda saatin kaç olduğuna bakmaksızın en yakın arkadaşı Cem’i aradı. Cem’den çıkacağı maçla ilgili tavsiyeler aldı ve biraz olsun rahatlamış, içindeki kaygı azalmıştı. Biran önce evden çıkıp maçın yapılacağı salona doğru yola koyuldu. Salona gittiğinde ilk yaptığı o topu eline almaktı. Bir süre topu elinde çevirdi ve koçun söyledikleri aklına geldi. Maçın kaptanı olarak bu maçı alacaklarından artık emindi. Maç saati yaklaştığında arkadaşları ile etkili bir konuşma yapmıştı ve bir birlerine bir kez daha inanmışlardı. Hakem düdüğü çaldığında kupa maçının ilk saniyelerinde fileye ilk basket atışı gerçekleşmişti. Tarihte bir ilkti! İşte o an tüm salon sessizliğe büründü, bütün bakışlar üzerimdeydi. Kendine inandığında mucizeler yaratabileceğini görmüştü. Artık daha iyi biliyordu ki inanç şansın önündeydi.
İşte O An !!!
(Visited 31 times, 1 visits today)