Müdürden mesaj vardı. Saat sabahın körü idi. Başkan herkesi toplantıya çağırıyordu. Sabah sabah şaşırdım . Dedim ne oluyor. Hemen kalktım ayağa kalktım , tuvalete gittim, dişlerimi fırçaladım, banyomu yaptım, saçımı yaptım elmamı aldım, kıyafetlerimi giydim ve çıktım. Yolda yürürken aklıma bir şey geldi. Kahve. Kahve almak için sıraya girdim. Sıra ban gelince kahvemi söyleyip kahvenin üzerine Elif yazdırdım. Arkamdaki kadının ismi de Elif çıktı ve kahve kavgası başladı. Kazanan bendim ama kahvemin hepsini üzerime dökmüştüm. Sonra şirkete gittim, asansöre bindim, bir hanımefendi beni karşıladı ‘Merhaba Elif hanım.’ dedi. Sonra ben de ‘Merhaba.’ dedim ve geçtim gittim. Toplantıya 5 dakika geç kalmıştım ama başkan yardımcısı ve çalışanlar ‘Bu seferlik bir şey olmaz.’ dediler. Başkan yardımcısı konuşmaya başladı ‘Buraya Elif Hanımın başarısından söz etmek için bir de eleştirmek için topladım. Başta Elif hanım başkan logomuzu biraz daha büyük olmasını istiyor. Ama diğer her şey güzel.’ dedikten sonra koptum. Bağırmaya başladım ‘Siz beni bunun için mi sabahın köründe kaldırıp buraya kadar getirdiniz!’ dedim. İşte o an salon sessizliğe büründü, bütün bakışlar üzerimdeydi. O andan sonra başkan yardımcısına istifamı vererek çıkıp gittim.