Bu yazımda size en çok etkilendiğim İstanbul gezimi anlatacağım.
Bir gün ablam okuldan geldi ve öğretmeninin İstanbul’a gezi düzenlediğini ve ailelerin de gelebileceğini söyledi ama babalar olmayacaktı. Biz ablam, anneannem, annem ve ben gitmeye karar verdik. Çok heyecanlanmıştım çünkü ilk defa İstanbul’a gidecektim. Aslında ben küçükken gitmişiz ama ben hatırlamıyordum.
Büyük bir otobüsle bir cuma gecesi yola çıktık. Yolculuk çok eğlenceli geçti. Şarkılar söyledik, oyunlar oynadık. Bir ara uyumuşum, uyandığımda İstanbul’a gelmiştik. İlk olarak Çamlıca Tepesi’ne gidip kahvaltı yaptık daha sonra tarihi camileri, müzeleri gezdik. Öğlen yemeğinde Eminönü’nde balık yedik ve tekneyle gezdik. Akşam üzeri otele gidip odalarımıza yerleştik. Biraz dinlendikten sonra akşam yemeği içi restaurana indik. Yemeğimizi yedikten sonra havuz başında büyükler sohbet edip kahve içerken, bizler de oyun oynadık. Günümüz çok güzel geçti.
Bahçede otururken ablamın öğretmeni yarın Dolmabahçe Sarayı’na gideceğimizi söyledi. Birden heyecanlandım. Çünkü annem bana anlatmıştı: Ulu Önder Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nda vefat etmişti. Sabah olsun diye sabırsızlanıyordum. Hemen yattım.
Sabah uyandığımda heyecanım devam ediyordu çünkü Ata’mın yaşadığı ve hayata gözlerini yumduğu yeri görecektim. Hemen kahvaltımızı yapıp yola çıktık.
Sarayın önüne geldiğimizde gözlerime inanamadım. Kocaman ve çok güzel bir yerdi. Bahçesinde gezerek, oynayarak içeri girdik. Muhteşemdi, nereye bakacağımı şaşırdım. Her şey çok güzel ve kocamandı. Kocaman avizeler, merdivenler, vazolar, aynalar… Her yer ışıl ışıl parlıyordu.
Merdivenlerden çıktık ve Ata’mızın odasına geldik, herkes çok duygulandı. Her yeri incelediğimi hatırlıyorum. Yattığı yatak, üzerine serilmiş kocaman bayrağımız, çalıştığı masa, oturduğu koltuk, kitapları hala gözümün önünde. O odanın içinde keşke Atam da olsaydı, keşke yaşasaydı. O an biz o odaya girdiğimizde elini öpseydik, sarılsaydık, güzel gözleriyle bize bakıp gülümseseydi…
O odayı hala unutamıyorum. Bende hem çok güzel hem de buruk hisler bıraktı, çünkü Atatürk’ün odasına girmiştim ama içinde o yoktu.
Gezimizi bitirip Ankara’ya dönerken anneme Dolmabahçe Sarayı ve Atatürk ile ilgili bir sürü soru sordum, annem de gururlanarak bana birçok şey anlattı. Çoğunu hatırlamıyorum, hatırladığım tek şey annemden Ata’mızı gururla dinlemek oldu.
Ankara’ya geldiğimizde babama bütün geziyi anlattım. Unutamadığım ve hiçbir zaman unutmayacağım harika bir geziydi benim için.