Işık Yolu

İnsanlık tarihi her zaman için ilgi çekici olmuştur. Çünkü insan nerden geldiğini, nereye gideceğini, var olmuş ve olacak her şeyi bilmek ve anlamak ister. İnsan bilgiye her daim açtır fakat bu durumda asıl önemli olan onun bilgi açlığını nasıl doyurduğudur. Tarih öğretimi çok yüksek oranda şavaş tarihinden oluşur. Peki insanı öğrenmeye bu kadar açık olduğu bir dönemde şiddet, nefret, kin ve kıskançlıktan oluşan savaş tarihine boğmak doğru mudur?

Savaş tarihi her zaman için bir övgü kaynağı olarak kullanılmaya çalışılmıştır. Milletler atalarının yüz yıllar önce aldığı canlarla gurur duymuş, tattıkları tiksindirici hazzı çocuklarına aktarmış, ve bir şekilde bu vahşiliği günümüze kadar taşımayı başarmışlardır. Bu noktada çocukların yetiştirilme tarzına da değinmek gerek. Çocukluğunda bu tarz bir tutumun aşılandığı çocuklar günümüzde kendilerinde insanları taciz etme, sözlü ve fiziksel saldırıda bulunma, üstünlük kurma, aşağılama ve onlara pek çok başka şekilde zarar verme hakkı bulmuşlardır. Tüm bunların ana sebebi insan doğasında bulunan vahşiliktir. Bunu çözmenin ve daha iyi, sağlam temelleri olan bir toplum oluşturmanın yolu tarihten geçer. Çocuklara insanda yaşama dair bir umut bırakmayan ve nefrete boğan savaş tarihi yerine; onlara yaşama sevinci kazandıran, ufuklarını geliştiren ve hayattaki güzellikleri gösteren bilim,sanat ve spor tarihi anlatılmalıdır. Böylece insanlar içlerinde halihazırda bulunan ama keşfetmelerine yardımcı olmadığı gibi bir de bunu engelleyen bir sisteme karşın  iyiliklerini ortaya çıkarabilirler.

Dünyada son zamanlarda göz ardı edilemeyecek boyutta artan felaketler, doğrudan veya dolaylı olarak insana bağlıdır ve bu tarz bir hamle dünyayı milyonlarca canlı için çok daha yaşanabilir kılacaktır. Hayvanlar zarar görmez, kadınlar haklarını savunmak uğruna son nefeslerini vermek zorunda kalmaz , yaşam kalitesi yükselir ve kim bilir, belki politika bile düzelir. Çok basit bir hamle olmasına karşın bu denli büyük etkileri olacağı öngörülmektedir. Elbette bu sadece bir ülkenin, bir toplumun düzeltebileceği bir şey değildir. Eğer ki bu tazr bir hedef vara , bu hareket global düzeyde yayılmalı ve benimsenmelidir ki işe yarasın. Tabii dünya çapında bu şekilde büyük bir etki olması için önce insanların bir şeylerin kabul edilemeyecek derecede ters gittiği kabullenemli ve buna karşıt sağlam bir tutum takınması gerektiğinin farkına varmalıdır.

Kısacası dünyada köklü bir değişiklik gerklidir ve bu değişikliği gerçekleştirmenin en pratik ve etkili yolu günümüzde ancak kapının kilit boşluğundan süzülen bir ışık hüzmesi olan bilim ve sanata o kapıyı yavaş yavaş aralayıp geçmişimizi, şimdimizi ve geleceğimizi aydınlatma fırsatı vermektir.

 

(Visited 243 times, 1 visits today)