Herkesin bir hayali vardır. Bazılarımız hayallerimize ulaşmak için kısa süre, bazı kişilerinki ise ulaşması için sabretmesi, emek göstermesi ve uzun bir süre beklemesi gerekir. Birçoğumuzun kendini ufak bir süreçte bile olsa bir şirketin başında olarak hayal ettiğini düşünüyorum. Bu şirketi kendi yöntemlerine göre, kendi tarzınca yönetmek istediğini. Peki bu şirketin içinde çalışan insanları alım süreci nasıl olmalı?
Okulumuzun bize kazandırdığı birçok kazanımdan biri de 21.yüzyıl becerileri hepimiz bildiği üzere. Bu kazanımlar bizim iş alanında hayatımızı kolaylaştırmak için yapılıyor. Çoğu şirket gibi ben de şirketim de 21.yüzyıl becerilerini isterdim. Yazma becerisi, pratik düşünme, grup çalışmasında organize olabilme ve edebilme, sorunlara olumlu yönelme gibi. Bunların bize ne kazandırabileceğini şu anda pek anlayamıyoruz ama kendimizi bir şirketin başında hayal ettiğimizde tüm hepsinin ne kadar gerekli olduğunu anlayabiliyoruz.
Bunun yanında dil bilmek de çok önemli. İngilizce zaten artık herkesin bilmesi, öğrenmesi, konuşması gereken bir dil. Bunun yanında ek diller de biliyor olunmalı. Çünkü artık şirketler tarafından İngilizce bilmek, Türkçe bilmek kadar doğal bir hala geldi. İkinci bir dil olarak ise kendi şirketimin ticaret yaptığı veya konuşma içinde olduğu bir ülkenin dilini bilmesini tercih ederdim. Bunun yanı sıra sonraki planlarında ticaret yapacağım ülkelere ait dilleri bilmek de önemli tabii ki. Yani ne kadar çok dil bilirseniz sizin için daha avantajlı.
O görüşmeye gelecek kişinin ne giydiği de önemli ve benim bakacağım hususlardan biri olurdu. Bence bir insanın giyim tarzı o insanın hayatını, duygularını, ve kişiliğini açıklayabilir.
Önceki yıllarında yaptığı etkinlikler de önem arz ediyor.Toplumsal yardımda bulunmak mesela. Bir barınağa gidip oradaki hayvanlara yardım etmeye, bir kuruma olan bağışa, bir kuruma olan ziyarete tarzında yardımlara bakardım. Eğer bir gün şirkette bu tarz bir şey düzenlenirse o konu hakkında bilgisi olmasını isterdim. Sadece bu da değil spor, müzik tarzında işlerle uğraşıp uğraşmadığı da göz önüne alınması gereken başka hususlar.
Kesinlikle yaratıcı olması gerekir işe alacağım kişinin. Yaratıcılık her alanda çok önemli. Kavgacı biri olmamalı, bunun yanında herkeste olması gereken hırs olmalı ama bu iş arkadaşlarına karşı olmamalı. Herkes ile anlaşmalı, herkese gerektiğinde yardım edebilmeli. Demek istediğim ben bu işte en iyisi olacağım diye değil biz bu işte daha iyi olmalıyız şeklinde düşünmeli. Bulduğu fikirleri kendi yükselmek için değil şirketin yükselmesi için diğer çalışanlar ile beraber geliştirebilme. Burada araya grup ile çalışma yeteneği giriyor.
Tüm bu yeteneklerin yanı sıra hayır diyebilmeli o kişi. Dozunda oldukça bence bu artı olarak dönebilir. Ama tabii ki bunun sınırı çok ince. Yani dozundan biraz daha fazla olursa bencilliğe girer ki bu şirketin imajını etkileyebilir.
Benim için bunlar önemli. Şirketlerin bunlara dikkat etmesi de şimdi daha anlamlı gelmeye başladı bana. Tabii ki şirketler de bu özelliklere bakıyor.