Çocukların isçi olarak çalıştırılmasına dayalı birçok yasa ve kanun bulunmaktadır. Lakin, bu konu üzerinde yoğun görüş farklılıkları mevcuttur. Kendi görüşlerime ve kendi ilkelerime göre çocuk isçi çalıştıran iş yerlerine yatırım uygulanması gereklidir. Ayriyeten, başka görüşlere göz attığım vakit kendi görüşümün diğerlerininkinden daha savunulabilir olduğunun farkına varmış bulunmaktayım. Bu şekilde düşünmemin nedenleri gelecek paragraflarda açıkça bir şekilde ifade edilmiştir.
İlk olarak anayasanın bu konu üzerine gerekliliklerinden bahsetmek gereklidir. Anayasamızın 50. Maddesinde “Kimse yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar” ibaresi yer almaktadır. Bu ibareden yola çıkarak, isçi çocuk çalıştıran iş yerlerin
in anayasanın önemli bir maddesini ihlal ettiğini söylemek gayet adildir. Ayrıca, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32. Maddesi gereğince, çocuk isçi çalıştıran is yerlerinin sahibi veya sahiplerinden, çalıştırılan çocukların ailelerinden, haberi olup yine de bu suçu bildirmemiş olan kişilerin her birinden her bir çocuk için 219,00 TL idari para cezası uygulanması gereklidir. Şahsen aklıma takılan bir sorun para cezasının bu tip yasakları ihlal eden kişiler için yeterince caydırıcı olup olmadığıdır. Birçok büyük şirketin çocuk işçi çalıştırdığı bilinmektedir, ancak neredeyse hepsi işine sorunsuz bir şekilde devam etmektedir; bu demektir ki cezalar daha da caydırıcı bir seviyeye çıkarılmalıdır.
Türkiye’de çocuk isçilerin yaklaşık %31’i tarım, %28’i sanayi ve %41’i hizmet sektöründe çalışmaktadır. Ne yazık ki çocuk isçilerinin çalışabileceği en acımasız alanların başında tarım ve sanayi gelmektedir. Oranlar bu kadar büyük olduğuna göre şu ana kadar konulmuş olan herhangi bir yasa ve bildiri iş sahiplerini işledikleri suçtan caydırmaya yetmemektedir.
Konu ile alakalı olan ve bahsetme gerekliliği bulunan bir başka sorun çocuk isçilerinin ölüm oranıdır. 2013 ile 2021 yılları arasında, her yıl ilk 5 ay boyunca sayılan ölüm sayısı incelendiği zaman toplam 513 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiği hesaplanmıştır. Bu ölümlerin yaş dağılımına bakıldığına göre 14 yaş altı ölümlerin 15-17 yaş arası ölümlerin yarısı kadar olduğu görülmektedir. Hesaplanan sayılara ilaveten, her yıl ölüm sayısında artış bulunduğu da belirtilmelidir.
Çocuk isçilerin ölüm sayısındaki bir artış yaşandığı göz önünde bulundurulduğunda şu an yürürlükte olan yasaların bir ise yaramadığı yorumuna ulaşabiliriz. Bunun nedeni yasaların göz ardı edilmesi ve bu suçların başındaki yetkililerin isini düzgün yapmayarak faillere gerekli cezaları vermemesidir. Çocukların kendi yaşıtları ile okula gitmesi ve eğlenmesi gerekli iken acımasız iş yerleri tarafından alı koyulması insan haklarının ihlalidir.
Eğer yasalar iş yerlerinin korkmasına ve suçlarından caydırılmasına sebebiyet veremiyor ise cezaların boyutu daha da üst seviyelere çıkarılmalıdır. Bahsettiğim üst seviye insan aklinin bile hayal edemeyeceği acımasızlığı içermelidir. Aksi taktirde suçlu olan iş sahiplerinin yaptıkları suçtan caydırılması imkânsızdır.