Bilgisayarımdan en sevdiğim diziyi seyrediyordum. Annem bana seslendi. “Oğlum hadi yat artık, geç oldu.”. Ben ise hiç oralı değildim. Fakat o sırada internet koptu. İçimden “Olamaz!” dedim ve interneti kapatıp tekrardan açtım. İnternet çekiyordu ama aşırı zayıftı. Git gide daha da zayıfladı ve tamamen gitti. Tekrardan kapattım açtım ama hiçbir değişiklik olmadı. Her şeyi yeniden başlattım ve başaramadığımı anlayınca yattım.
Sabah kalktığımda kahvaltımı yaptım ve bilgisayara ve diğer teknolojik aletlere bir daha baktım. Hala yoktu. Okula gittiğimde herkes toplanmış, aralarında konuşuyordu. Herkesin interneti dün akşam gitmişti. Öğretmen gelir gelmez akıllı tahtayı kontrol etti ve internet yoktu. Galiba o da aynı durumu yaşamıştı. Akşam olduğunda eve gidip düşündüm. İnsanlar eskiden internet olmadan yaşayabiliyordu. O zaman biz nasıl yaşamayalım. Zaten belli bir süre sonra düzelir. İnternet olmadığı için radyo vb. aletlerden haber alıyorduk. Görünüşe göre dünya çapında yaşanan bir durum bu.
Fakat gün geçtikçe duruma alışmaya başladım. Eskiden sabah kalk, okula git, akıllı tahtadan ders işle, eve gel, ödev yap, youtube’a bak yat oluyordu. Ama şimdi hayat daha sıkıcı oldu. Alışsam da internet olmadan zevksiz oluyor. Böyle bir şekilde yıllar geçti ve yine haber dinliyordum. Telefonumdan saate bakacaktım ki telefonumun köşesinde internet işareti vardı. İlk başta rüyada olduğumu düşündüm ancak bu gerçekti. Sevinçten havalara uçup, tavanı delip uzaya gidip tekrar Dünya’ya düşmüştüm. Onca yılın ardından…