İnternetsiz Bir Hayat

16.10.2050

Bugün internetsizliğin 10’uncu yılı. Ben ve bütün dünya artık internetsiz yaşamaya alıştı. Hâlâ interneti devletin bizden saklanıldığı iddiası devam ediyor. Ama ben bu iddiaya inanmıyorum çünkü o trajik olayın yaşandığı gün ben de ordaydım.

Günlerden 16 Ekim 2040 idi. İşimin ikinci yılıydı. Her şey normaldi ta ki makinelerden biri patlayana kadar. Ben ve arkadaşlarım o sırada mola vermiş sohbet ediyorduk ve sonrasında siren sesini duyduk. İlk başta yanlış alarm sandık ama arkadaşımız Ayşe’nin çığlığını duyunca yanlış olmadığını anladık. Makinelerden birinin soğutucusu arıza yapmış ve makineler alev almıştı. Orada çalışan herkes alevi söndürmeye çalışıyordu ama kimse başarılı olamıyordu. Sonra bir ses yükseldi. Konuşan şirketin kurucusu idi. Makinelerin patlayacağını ve çıkmazsak öleceğimizi söylüyordu. Bunun üzerine binayı boşaltmaya karar verdik. Çoğumuz çıkmayı başardı ama o günkü patlamada aramızdan 27 kişiyi kaybettik. Aradan 3 gün geçti. Artık binaya tekrar girebiliyorduk. Her şey küle dönmüştü. Dünyadaki tek internet kaynağı artık yoktu. Bunun üzerine devlet bütün binayı ortadan kaldırıp tekrar inşa etme kararı almıştı. Ama kimse makinelerin nasıl yapıldığını bilmiyordu. Yapımını bilen tek bir kişi vardı onu da patlama sırasında kaybetmiştik. Denedik denedik ama başaramadık. Bizde dünyaya bundan sonra internetin olmayacağı bilgisini verdik. O zamandan bu yana 10 yıl geçti.

Madem artık neden internetimizin olmadığını biliyorsunuz size hayatımdan bahsedeyim. Ben Yiğit eşim ve çocuklarım ile mutlu bir hayatım var. Çocuklarımın ikisi de 10 yaşında. Hiç interneti göremediler bu da onları internet hasreti çekmekten alı koyuyor. İnternet diye bir kavram olmadığı için google, yandex gibi siteler yerine sözlükler ansiklopediler var. Telefonlar sadece arama yapmak için kullanılıyor. Çocuklar bilgisayarda telefonda oynamak yerine sokaklarda oynuyorlar. Herkes hayatına normal bir şekilde devam ediyor. Mesela ben her sabah işe gidiyor çocukları da okula bırakıyorum. Eşim ise evi süpürüyor, yemek yapıyor. Kısacası kendisi ev hanımı. Ben ise bir şeker fabrikasında iş buldum. Şu anda sokaklarda rahat rahat gezebiliyorum ama öncesinde herkes internetin sonunu getirdiğimiz için bizi suçlar bize dik dik bakardı. Aslına bakarsanız hayatımızın internetli halinden çok bir farkı yok rutinlerimiz hala aynı. Yine de internetsiz olmak, hayatımızı bize geri vermiş gibi bir durum. Sevdiklerimizle daha çok birliktelik, daha çok sohbet internetsizliğin bize kattıkları, bilgiye daha zor ulaşmak ise dezavantajı oldu .

(Visited 15 times, 1 visits today)