İnsanoğlu varoluşundan itibaren evrende hep bir tüketim meydana gelmiştir. Hep bir şeyler tüketilmiş ve kullanılmıştır. Bu tüketimin tek sebebi ise insanların kendi bünyelerini hem fiziki hem de zihinsel anlamda doyurmak oldu. Fakat dünyada ki bir kısım insan da başka insanların doyması için aç kalıyor. Bu sorunda kötü sonuçlar doğruyor. Kısacası insanların yaptığı fazla tüketim başka insanları ve toplulukları olumsuz etkiliyor. Buna ek olarak bu durumdan kendine avantaj sağlayan insanları da kötü sonuçlar bekliyor. Çünkü bir insanın karnının doyup doymaması önemli değil, önemli olan gözünün doyup doymaması.
Bildiğiniz üzere şuan dünyadaki en büyük sorunlardan biri de açlık. Ülkelerin savaşması ve başka ülkeleri sömürmesi sonucunda oluşan bir sorun aslında. Ayrıca bu açlık sorunu ülkelerde sağlık problemleri hatta ölümlere sebep oluyor. Bu sebeple de başak ülkelerdeki insanlar veya o problemi yaşayan insanlar kalkınır ve bir şeyleri düzeltmeye çalışırlar. Aslında kötü sonuçlardan dolayı kışkırtılmış olurlar. İnsanlar sorunları çözmek için çözüm ararlar, yardım toplarlar veya büyük rütbedeki insanlara gidip onların yardım etmesi gerektiği konusunda kesin yargıya varmalarını sağlayabilirler. Yani insanlar aç olduğu için yardım arıyor ve bu aramada ülke içinde veya ülkeler arasında yardımlaşmaya sebep oluyor. Fiziksel ve aynı zamanda zihinsel olarak bazı şeylere olan açlık insanları psikolojik anlamda kışkırtır ve insan beyni de bu açlıkları doldurmak için bir çözüm arar. Kısacası bu çözüm arama sırasında olan olaylar kışkırtıcıdır. Yani açlık aslında tokluktan az kışkırtıcı değildir.
Başka bir sorunda insanların başka ülkeleri aç bırakırken kendilerine kaynakları fazladan alıp kendilerini fazladan doyurması olsa gerek. Yani şöyle ki bir ülkenim sömürüldüğünü düşünün, eğer sömüren ülke ihtiyaç duymadığı halde sömürgecilik yapıyorsa bu o ülkenin liderinde en büyük sorunlardan birini ortaya çıkartır. Bu ‘Açgözlülük’. Büyük liderlerin kendi zihniyetlerini ve kibirlerini doyurmak için dünyada ki kaynakları tüketmesi büyük sorunlar getiriyor. Buna ek olarak da insanları kışkırtıyor, insanları ayaklandırıyor. Açgözlülük insanları birbirine düşüren, aralarında çatışmaya sebep olan, hatta geçmişte dünya savaşlarına sebep olan bir davranış. Aslında dünyadaki en büyük çatışmalara sebebiyet vermiş ve verecek olan davranış. Sonucunda tokluk da açlıktan daha az kışkırtıcı değildir.
Sonuç olarak insanlar açlık ve tokluk yüzünden kışkırtılıyor. Hangisi daha çok kışkırtıyor bilinmez ama bu kışkırtmanın en büyük sebebi insanların doyumsuz olmasından kaynaklı olduğu belli. Hem açlık ve tokluk arasında bir kıyaslama yapılmasına gerek yok çünkü zaten her ikisi de zararlı olduğu için buna ihtiyaç duyulmaz. Fakat Stefan Zweig çok doğru demiş. Tokluk kesinlikle açlıktan daha az kışkırtıcı değil. Hatta bir kıyaslama yapılması gerekirse daha çok kışkırtıcı olduğu yorumu bile yapılabilir. Bunun ilk sebebi yukarıda bahsettiğim gibi birçok faciaya sebep olan bir duygu tokluk bence. Çünkü insanoğlu hiçbir zaman tok olmaz. Fiziksel anlamda doygunluk olsa bile insanoğlu ne kadar çok fırsat görürse o kadar çok aç oluyor. Bu sebeple açgözlülük ortaya çıkıyor. Sözün kısası toklukta açlıkta kışkırtıcıdır. Önemli olan bunları kıyaslamak değil, önemli olan insanların nasıl etkileneceğini düşünüp kötü sonuçları engellemektir.