Her deneyin farklı amaçları ve farklı sonuçları vardır, bir deneyi deney yapan ise olasılıklardır. Kimileri bütün olasılıkları hesaplar, aralarından en iyiyi bulur ve başka ihtimal bırakmaksızın deneyine başlar, risk almak istemez. Farklı bir sonuç, daha doğrusu kötü bir sonuç alabileceklerini düşündüklerinde ise deneylerinden vazgeçebilirler bile. Fakat bazı durumlarda risk alınması gerektiğini düşünen kişiler de vardır ki bu kişiler yüzlerce belki de binlerce olasılığı göze alabilirler. Bu olasılıkların kimi iyi kimi ise kötü olsa da iyi sonuçlar alabileceğini düşünerek deneyi başlatabilir bu insanlar. Başlarına geleceklerse şanslarına kalmıştır. Risklerin alınıp alınmaması, bahsettiğim üzere, insanlar gibi sonuçlarla da bağlantılıdır. Aslında bu da olasılıklara geliyor, deneyin doğurabileceği sonuçlara yani. Peki, eğer sonucu iyiyse riskler göze alınabilir mi? Ya da deney tehlike arz ediyorsa?
İnsanlık tarihi boyunca birçok deney yapılmıştır ve bu deneylerden kimi kötü sonuçlar doğurmuştur. Örneğin “Canavar Çalışması”adı verilen ve 1939’da gerçekleştirilen psikolojik deney, 10’u kekeleyen, 22 öksüz ve yetim çocuğun kontrol ve deney grupları olarak iki gruba bölündüğü ve her iki gruba da diksiyon dersleri verildiği bir çalışmadır. Araştırmacılar, çocukları kontrol ve deney grubu olarak ayırdıktan sonra, yarısına olumlu konuşma terapisi uygulamış ve konuşmalarının ne kadar akıcı, ne kadar güzel olduğunu övüp durmuşlar. Diğer yarıya ise olumsuz konuşma terapisi uygulamış ve en ufak bir konuşma hatalarında, dil sürçmelerinde onlara kızmış, kekeme olduklarını söyleyip, onları azarlamışlar. Deneyin sonucunda ise olumsuz konuşma terapisi alan ikinci yarıdaki çocukların hayatları boyunca konuşma güçlüğü çektiği yani kalıcı hasar aldıkları ortaya çıkmıştır. “Milgram Deneyi”, ” Üçüncü Dalga” gibi deneyler de tıpkı “Canavar Çalışması” gibi olumsuz sonuçlanmış deneylerden bazılarıdır. Fakat tarihteki kimi deneyler ise olumlu sonuçlar doğurmuştur. Birçok hastalığın tedavisi deneyler sayesinde bulunmuş, yeni ürünler deneyler sayesinde üretilmiştir. Deneyler tarih boyunca, zaman zaman talihsizlik sonucu kötü sonuçlar doğursa da, genellikle insanların hayatını kolaylaştırmış, insanlık yararına sonuçlanmıştır. Farklı bir amaç için başlattığı deneyle hayatı kolaylaştıran bir icat bulanlar bile olmuştur. Örneğin 1942’de Dr. Harry Coover, Kodak Araştırma Laboratuvarları’nda silahlar için ışığı iletecek, optik açıdan temiz bir plastik geliştirmek üzere yaptığı araştırmaları sırasında bir materyal keşfetti fakat fazla sıvı ve yapışkan olduğu için asıl araştırmasında kullanamadı. Ancak araştırmasının devamında bulduğu materyalin tekrar karşısına çıkmasıyla mucize eseri bu materyali yapıştırıcı olarak kullanabildiğini fark etti ve tutkalı buldu.
Sonuç olarak, bence yapılması tehlike arz eden deneyler eğer insanlık yararı içinse uygulanmalıdır çünkü zaten çoğu deney tehlike arz ediyor, bu da en başta dediğim gibi bir olasılık, ve insanlık yararı için bu risk alınabilmeli.