İnsanlığın Doruğu: Limitler ve Cezalar

Geçtiğimiz her gün suçlar işleniyor ve ertesi gün buna bir fazlası ekleniyor, bilinçli olarak yapılan suçlar veya bilinçsiz yapılanlar suç suçtur. Bunları durdurmamızın bir yolu yok ama ceza vererek azaltamayız.
İnsanlar bir şeye erişilmesi ne kadar zorsa o şeyi o kadar çok istiyor ve en sonunda elde ettiğinde –elde ettiği şey kötü bile olsa- bir tebrik alıyor ve bu tebrik onları onların gözünde cezaların limitlerin altında olduğunu suç işleyen kişinin daha potansiyelli olduğunu düşündürüyor. En basit şekilde bir örnek verecek olursak bir kavgada iki ayrı taraf olur bir taraf haksızı savunurken bir taraf haklıyı savunur ve bu ortamda insanlar kargaşa istediği için çoğunluk dayak atan tarafın yanında olur ve dayak atan kişi doğru yaptığını sanarak böyle devam eder.
Cezalar insanları sadece daha çok hırslandırır bir şeyin yanlış olduğunu ona ceza vermek yerine doğrusunu anlatarak öğretmek ve sonuçlarını göstermek daha iyi olacaktır. İnsanlara ceza vermek yerine onları topluma kazandırıp topluma kazanan kişilerinde diğer insanları topluma kazandırmasına yardımcı olabiliriz böylece sorun ortadan kalkar. Eninde sonunda doğru giden bu sisteme itiraz eden biri olacaktır çünkü doğru giden sistem bir yerden patlak verecek ve aklını kullanan insanlar o açıklıktan primini yapıp kötülüğü tekrardan yayacaklar veya gücü ellerine geçirip medyaya yaymadan işi lehlerine çevirecekler. Aynı düzenden sıkılan devlet büyükleri de buna izin verecek ve el altından kötülük dünyayı ele geçirecek yani demem o ki ne cezalar ne de konuşmalar suç oranını azaltamaz. Suç oranını azaltacak tek şey bireyin ne yaptığının farkında olup yaptığının yanlış olduğunu anlamasıdır.
İşlenen suça göre alınan ceza birazda kişiye bağlı. Ülkemiz adaletten yoksun bir tarafta bulunduğu için arkası sağlam olanlar işlediği suçtan bir ceza almıyor ve bunu gören toplum aynı mantıktan ilerleyince suç oranı artıyor. Kimse sorgulamıyor neden diye ve sonra bulunduğumuz durumdan şikâyet ediyoruz. Cezanın büyüklüğü suçu etkileyen en büyük etken evet fakat Avrupa’ya baktığımızda cezalar büyük değil kararlılıkla veriliyor ve herkese eşit davranılıyor. İçeride de insanları topluma kazandırmaya çalışıyorlar öldürmeye veya dövmeye değil.
Suçla doğrultulu işlenilen cezalar ve kriminolojik yaptırımlar insanları düşündürmeli, bizim yaptığımız sistemde insanlar daha çok hırslanıyor ve başka cezaevinden çıktığında yaptığı suçun bir farklısını yapıyor. Önemli olan ceza değil bu durum karşısında koyduğumuz kararlılıktır.

(Visited 63 times, 1 visits today)