Eğer bir şehir olsaydım ve insanlara kendimi anlatmam gerekseydi, hangi şehir olduğumun bir önemi olmazdı. Sonuçta farklı yerlerde yaşayan farklı insanlar olsa da hepsinin ortak bir amacı var, o da doğaya kendi çıkarları doğrultusunda zarar vermek. Bu yüzden ben bir şehir değil de, doğanın kendisi olarak konuşurdum.
Onlara anlatmaya çalışırdım. Eğer ben yok olursam onların da yok olacağını söylerdim. Tabii ki her zamanki gibi beni dinlemezlerdi. Evet, her zamanki gibi diyorum çünkü aslında ben onlarla başından beri konuşuyorum. Doğaya zarar verdiklerinde etraflarındaki yaşamın yavaş yavaş yok olduğunu gösteriyorum. Ormanlar azaldıkça içlerine çektikleri havanın içindeki zararlı maddelerin arttığını gösteriyorum. Ama beni dinlemiyorlar. Dinleyen insanlar ellerinden geldikçe yardım etmeye çalıştıkça ülkeler de sigara, doğaya zararlı parfüm ve benzeri ürünlerin imalatını arttırıyorlar.
Biraz soğuk taraflarıma gidersek orada da durum çok fena. Ozon tabakasının yavaşça delinmesi sonucu insanlar burayı da mahvetmeyi başardılar. Burada yaşayan canlılar büyük zorluklar içinde yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Örneğin Kutup ayılarının nesli tehlike altında. Peki bir insanın hayatı neden bir Kutup ayısının hayatından daha değerliymiş gibi davranıyorlar? Konuşup derdini anlatamadığı için mi? Doğaya zarar vererek en az sizinki kadar değerli bir canlıyı ölüme sürüklüyorsunuz ama tabii ki bu umurunuzda bile değil.
Okyanus ve denizlere ne demeli? Sizin hiç düşünmeden kirlettiğiniz, içindeki canlıları zehirleyip öldürdüğünüz deniz ve okyanuslar… Çöplerinizi çöp kutusu dediğiniz yere atmak size bu kadar zor mu geliyor acaba? Yani birilerine zarar verdiğiniz ve bu verdiğiniz zararın kendinize geri geleceğini nasıl düşünemiyorsunuz? Sizin dünya üzerindeki en zeki canlılar olduğunuz söylense de, zeki olmayan canlılar, sizin hayvan deyip bazen bunu birbirinize kötü bir şeymiş gibi söylediğiniz canlılar bana sizden daha iyi bakıyor. İyi bakmak ne kelime, sizin bana şu ana kadar hiçbir yararınız dokunmamışken, onlar hep benim ve sizin için ürettiler. Siz beni sömürdükçe, onlar bana yardım ettiler.
Siz bana zarar verdikçe ben de size zarar vermeye başlayacağım. Oluşan tsunamiler, depremler ve daha niceleriyle size sesleniyorum. Ama siz yine cevap olarak bana zarar veriyorsunuz. Ama şunu bilmelisiniz ki siz yok olduğunuzda ben ayakta kalacağım. Ama ben yok olursam siz de yok olursunuz. Yani doğanın insana değil, insanın doğaya ihtiyacı var.
Yukarıda dediğim gibi insanların doğaya ihtiyacı var, doğanın insana değil. Bu cümle yurt dışında bazı ünlülerin de sesleriyle destek olduğu NATURE IS SPEAKING video serisine ait. Gerçekten insanlara bilinç kazandırmaya çalışan birileri olduğunu görmek güzel ama biz yine de değişmek istemiyoruz. Harrison Ford gibi ünlü isimlerin de yer aldığı bu kısa filmleri izlemenizi tavsiye ediyorum. Umarım siz de doğaya karşı saygılı olup yaşadığınız gezegene bir yarar sağlarsınız…