Para ve şöhret. Bu iki kelime yan yana gelince muhtemelen pek çoğumuzun yüzünde bir tebessüm oluşur ya da bu iki kelime bizi bulunduğumuz ortamdan alıp hayallerimize bırakıverir. Rüyalarımızı süsleyen evler, arabalar ele geçirir birden aklımızı. Peki para ve şöhret gerçekten bu kadar önemli mi?
Öncelikle para tarihteki pek çok insan tarafından dünya üzerindeki tüm kötülüklerin kaynağı olarak görülmüştür. Dolayısıyla insanlar bu kötülüklerin nihayet bulmasını ancak paranın ortadan kalkmasıyla sağlanabileceğini düşünmüşlerdir. Oysaki her kötülüğün temelinde paranın yattığı düşüncesi büyük bir yanılgıdır çünkü para hem insanın kendisine hem de topluma fayda sağlar. Örneğin, cömertlik ve hayırseverlik gibi toplumu olumlu etkileyen davranışlar artar. İnsanlar sadece temel ihtiyaçlarına değil, sanat ve edebiyat gibi alanlara da vakit ayırmaya, yönelmeye başlarlar.
Para insanları sadece sosyal açıdan olumlu etkilemez, ticarette de insanın işini kolaylaştırır. Örneğin eskiden takas sistemi kullanılırdı ama artık paranın kullanımıyla ticaret yaygınlaşmış, farklı meslek kolları oluşmuştur. Bu gelişim sırasında ekonomik sistem gelişmiş, ticareti düzenleyen kanunlar ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla para, tam anlamıyla ticaretin kilometre taşıdır.
Para insanlara pek çok olumlu etki sağlarken fazlası da zarar verebilir. Bu sıralar zaten herkes zengin olup nam salmak istiyor. Niye kimse gözlerden uzak olup kendi hâlinde yaşamayı zenginliğe, şöhret sahibi olmaya tercih etmiyor? Bir insan nasıl olur da hiç tanımadığı insanlardan kötü yorumlar almayı, özel hayatının kameralar tarafından saniye saniyesine kayıt altına alınmasını o kalabalıktan uzak, yalnız olarak geçirdiği mutlu yaşamına değişmek isteyebilir ki?
Zengin insanlar çoğu zaman bize daha ayrıcalıklı görünür çünkü biz onların bizden daha fazla tatil yaptıklarını düşünürüz ya da bizim ulaşmak için belki de yıllarımızı verdiğimiz hedeflerimize onların çoktan erişmiş olmasını kaldıramayız. Bu da ister istemez ünlü insanların, onlara gelen yorumlardan olumsuz etkilenmelerine sebep oluyor. Özellikle de böyle ünlü insanlarda depresyon yoğun olarak gözlenir ve depresyonun şiddetine bağlı olarak zenginler intihar yoluna başvurabilirler. Örneğin, Robert Williams ve Kate Spade yaşamlarına son veren bu ünlülere örnektir. Halbuki kimse o intihar eden insanın zengin olsa da duygularının olduğunu unutmasa böyle bir sorun ortaya çıkmaz.
Eğer mutluluğa sadece zengin olmakla erişilebilseydi, o zaman yaşadıkları depresyon yüzünden hayatlarına son veren ünlüler de olmazdı. Bu, zenginlerin hayatlarının sandığımız kadar kolay olmayabileceğini gösterir. Jim Carrey’nin bununla ilgili çok güzel bir sözü vardır:” Umarım bir gün herkes zengin olur. Hayal ettiği her şeye kavuşur ve böylece asıl cevabın bu olmadığını anlar.”
Kısacası, zengin olmak sanıldığı kadar kolay değildir aksine çok zordur. Özellikle psikolojik olarak maruz kaldığı baskılardan ya da özel hayatına müdahale edilmesinden çok yıpranan ünlüler vardır. Bu yüzden, zenginlere ayrıcalıklı muamelesi yapılmamalı ve onların da acıları, dertleri, korkuları olduğu unutulmamalıdır. Peki siz, bütün bunlardan sonra hâlâ zengin olmak istiyor musunuz?
Kaynakça:
https://www.ensonhaber.com/galeri/intihar-ederek-hayatina-son-veren-21-unlu
http://www.incisozluk.com.tr/w/paran%C4%B1n-insanl%C4%B1%C4%9Fa-faydalar%C4%B1/
https://eksisozluk.com/jim-carrey–46271?p=34