Hayatta istediğimiz yerlere gelmek, istediğimiz şeyleri elde etmek çoğumuzun emek vererek zorluklarla karşılaşarak yaptığı şeylerdir. Bu zorluklar bizi güçlendirir, olgunlaştırır, daha zor zamanlara hazırlar. Bir kere düştü mü, zorlandı mı daha güçlü kalkarız. Eskisinden de hırslı oluruz belki de. Ne de olsa acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Eğer istediğimiz her şeyi hemen o anda elde etme gibi bir gücümüz olsaydı hiç yorulmazdık değil mi? Bir çırpıda her şey hallolurdu. Ama o zaman hayatın bir anlamı kalmazdı. Zaten hayat başarılarımızdan, bu yolda kazandıklarımız ve kaybettiklerimizden oluşan bir film gibi senaryoya başka zor durumlar ve güçlükler eklenirken birçok da güzellik ve iyilik eklenir. Bu yüzden bırakmayız mücadeleyi. İşte bu yüzden “İnsanın en büyük dostu zorluklardır. Çünkü insanı karşılaştığı zorluklar güçlendirir.” diyen Gasson ile aynı fikirdeyim.
Sözün özü karşılaştığımız zorluklar için kendimiz üzmek, umutsuzluğa kapılmak yerine daha sıkı sarılalım hayata. Belki de bizim yaşam gücümüz, hayata sımsıkı tutunma isteğimiz çevremizdeki insanları da etkiler, onlar da dört elle sarılır işlerine.