Evet bu blog yazısı için attığım başlığı doğru okudunuz. Ne siz yanlış gördünüz ne de ben yalan yanlış bir başlık attım.
çok eski değil 1958 yılına kadar bu zulüm devam etti
1800’lü yıllarda insanat bahçeleri adında yerler açılmaya başlandı. Bu yerlerde dünyanın farklı yerlerinden gelen yerliler sergileniyordu. Bu yerler Avrupa’da bulunduğu için genellikle Afrikalılar çok ilgi görüyordu. Durum böyle olunca tutsak edilen Afrikalıların yanına bir de Kızılderililer ve Aborjinler katıldı. İnsanlar farklı ten rengine ve kendilerinden çok daha değişik geleneksel kıyafet ve aksesuarlara sahip insanları gördükçe bu insanları daha da çok ziyaret(!) etmeye başladı. Bu durumdan yararlanıp para kazanmak isteyen insanlar bu bahçelerinden Kuzey Amerika’da da açmaya başladı.
Buraya getirilen bir yerlinin kafesinin önündeki tabelaya bir hayvanı tanıtır gibi şunlar yazılmıştı:
– Afrika Pigmesi, “Ota Benga”
– Yaş: 23 Yıl
– Boy: 1.49 metre
– Ağırlık: 46 kg
– Kasai Nehri, Kongo Özgür Devleti, Güney Orta Afrika’dan
– Dr. Samuel P. Verner tarafından getirildi. -Eylül boyunca her öğleden sonra sergilenecektir.
Kongo’lu Ota Benga 1906 yılında Bronx hayvanat bahçesindeydi. Kucağında maymunlarla dolaşmaya zorlanıyordu. Bir süre sonra serbest bırakıldı. Serbest kalınca İngilizce öğrendieve bir tütün fabrikasında iş buldu. Ota Benga fiziksel olarak serbest olsa bile zihinsel olarak yaşadıklarını atlatamadı ve 1916’da kalbine ateş ederek intihar etti.
Bu zulüm bu olaydan sonra maalesef yıllarca daha devam etti. Savaştan sonra Avrupa’da insanat bahçeleri azaldı. Kalan son insanat bahçesi de 1958 yılında Belçika’da kapandı.
Özellikle Afrika’da olan hayvanat bahçeleri hayvanların korunması amacıyla kuruluyor. Doğul alanları geniş bir kafesle kapatılıyor. Fakat bu kafes sadece şehrin hayvanların doğal alanlarına yayılmasını önlemek için. İşte eğer hayvanat bahçeleri böyle yerler olursa hayvanat bahçelerinin kurulmasına karşı değil destekçi olurum.
Londra’daki ilk hayvanat bahçesi “Bilimsel araştırma” için hayvan türlerinin toplanması amacıyla 1828 yılında kuruldu ardından 1847 yılında kapılarını halka açtı. Sizce de insanat bahçeleriyle hayvanat bahçelerinin aynı zamanlarda açılması biraz ikonik değil mi? Bunları yazma sebebim hayvanların büyük olasılıkla ne kadar zulüm çektiğini anlamanızdı. Tabii ki hayvanların bu tutsak edilen insanlar gibi derin duyguları yok. Fakat “sergilenen” canlı insan da olsa ne kadar kötü bakıldığı ortada
Sizden küçük bir ricam var ne olur eğer ebeveynseniz eğlenmek için özellikle bayramlarda hayvanlara kötü bir şekilde bakılan hayvanat bahçelerine çocuklarınızı götürmeyin. Çünkü öyle yerlerin açılma amacı para kazanmak değil hayvan dostlarımızı korumak…
Kaynaklarım:
- onedio.com
- superileri.com
- www.ntv.com.tr
- wikipedia.org