Dürüst olmak gerekirse din benim için sorgulanacak bir olgu. Yaklaşık olarak 4500 dine sahibiz. Bunların arasından en doğru yolu bulmak tam olarak 58-60 yıl sürer. Hadi buldun diyelim. Bu dinin sana yap dediği şeyler var. 60 yıl en doğrusu için çabaladıktan sonra kalan 10 15 yılını da farz olan görevler için harcayacaksın. Ayriyeten doğru dini bulma sürecinde yaptığın şeylerden dinine karar verdiğinde sorumlu tutulacaksın. Hayatını hangisi doğru yol diye aramakla geçiriyorsun.
Senin için, senin yaşam tarzın için en iyi yol hangisi ise onu tercih edersin. Din bir tercih meselesidir. Fakat tercihlerinden de sorumlu tutulacaksındır. Ne doğru ne yanlış bilmeden bir hayat geçireceksin. Doğru bulduğun yol için ömrünü harcayacaksın ve en sonunda her şeyin boşa olduğunu öğreneceksin.
Aklımızın almadığı şeyler vardır dinde. Ve bunu sorgulamak alınacak en doğru karardır. Fakat sorgulamanın da bir sınırı vardır dinde. Tanrı’nın varlığı sorgulanmaya başladığı an bu yasaktır. Yani demek istediğim şey din düşüncelerini engeller.
Yapmak istediğimiz hedeflerimiz vardır. Ölmeden her şeyi yaşamak isteriz. Deneyim kovanımızı genişletmek isteriz. Yapmaya karar verdiğiniz şeylerin çoğu zaman önüne din çıkar. Yemek istediğiniz bir et dininizde yasak olabilir mesela. Yediğiniz takdirde dinden çıkmış sayılırsınız. Ya da gitmek ve görmek istediğiniz yerler vardır. Fakat dininiz açısından etik değildir. Bu da demek oluyor ki hayatınızda belirlediğiniz hedeflerin bazen önüne dininiz engel olur.
Bir de dine ait olan şeylerin değil de dine ait olanların çıkardığı problemler vardır. Ne demek oluyor bu? Biri çıktı karşınıza. Dili, dini, ırkı fark etmeksizin sadece aşk yaşandı aranızda. Bir noktada hayatlarınızı birleştirmeye karar verdiniz. Ve aileler tanıştı. Ertesi gün aranızdaki aşkın önüne imkansız kelimesi yerleşti. Çünkü farklı dinlerin çocuklarıydınız. İki ailede olumsuz baktı sizin evliliğinize. En sonunda sizde çözümü yaşadığınız yerden uzaklaşıp evlenmekte buldunuz. Bu seferde yasak olanı ikiniz çiğnediniz. Sevmek bile bazen yasak olur. Din aşkın da önüne geçti.
Bu bahsettiğim şeyler günlük yaşamdan alıntı birkaç bir şeydir. Bunun gibi daha çok fazla örnek hayatı etkiliyordur. Verdiğiniz kararlar başka kararlara zarar veriyor ve engelliyor ise iki karardan biri yanlıştır. Bakın etik değildir demiyorum. Sadece yaşamınıza köstek olmak dışında bir işe yaramıyordur. Bu anlattıklarım şöyle bir noktaya çıkıyor. Din hiçbir zaman özgürlük seçeneği olmadı. Sadece vicdansal olarak bir yere ait hissetmene sebep olur. Bu da aslına bir eziklik kompleksidir. Hayatını da bir yere ait olma hissi üzerine kurmak acizliktir. İnsan kendi özgürlüğüne aç bir varlıktır. Ve bunu kendi elleri ile bilinçsizce kısıtlaması trajikomiktir.
Yapılması gereken şey şudur; kendiniz için ne doğru ise onu yapın. Özde iyilik ve merhamet olduğu sürece yanlış hiçbir şey yapılmaz. Dini sizi dedikleri ile köleleştirmesine izin vermeyin. Yazılı birkaç metin hiçbir şeyi değiştirmez. İradeniz her zaman en doğru kararı verir. Aynı anda özgürlük ve rahatlığı hissedebilirsiniz. İkisinden birini seçmek zorunda bırakıldığınız her karar üzücü sonuçlar doğurabilir. Demek istediğim din bizi özgürleştirmez! Yaşamımıza engel olur.