Aşılar, bağışıklık sisteminize sizi hastalıklardan koruyan antikorların nasıl oluşturulacağını öğretir. Bağışıklık sisteminizin bunu aşı yoluyla öğrenmesi, hastalıklara yakalanıp tedavi edilmesinden çok daha güvenlidir. Bağışıklık sisteminiz bir hastalıkla nasıl savaşacağını bildiğinde, sizi uzun yıllar koruyabilir.
Bundan birkaç yıl öncesine kadar 10-15 yıl olan aşı geliştirme süresi günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte 1-3 yıl aralığına kadar düşmüş bulunmaktadır. Ancak bunun bir diğer sebebi de benzer hastalıklara daha önce üretilmiş aşıların referans olarak kullanılabilmesidir. Uygulamaya geçirilecek aşıların piyasaya sürülmeden önce geçmesi gereken altı önemli adım vardır: Önceliklerin belirlenmesi, temel ve uygulamalı araştırma, klinik değerlendirme, lisans ve üretim. Bu adımların hepsini tamamlamak, bir bilim insanın ortalama ömrünün 1/5 ‘ini kapsamaktadır. Peki ya bu kadar emek kimin için?
12 Nisan 1955’te, çocuk felci aşısının “güvenli, etkili ve güçlü” ilan edildiği gün, CBS habercisi Edward R. Morrow aşının yaratıcısıyla yaptığı röportajda aşının patentin kime ait olduğunu sordu. Salk, aşının araştırma ve saha testlerini finanse eden “March of Dimes” kuruluşu tarafından toplanan milyonlarca bağış ışığında ”Eh, insanlar, diyebilirim” dedi. “Patent yok. Güneşe patent alabilir misiniz? Ölümü ortadan kaldırmak kişisel kazançtan çok daha önemlidir.” diyerek patent fikrini reddetti. Yani Salk’ın da belirttiği gibi, bu kadar emek, insanlık için.
Günümüzde birçok bilim insanı aynı soruna farklı açılardan yaklaşıp çözüm üretmeye çalışmakta, her ne kadar bu insanlık yararına yapılıyor olsa da tek amacı patent alıp ismini duyurmaya çalışmak olan araştırmacıların/ bilim insanlarının bunu sadece bencilce sebeplerden yaptıklarını ve bilimin gelişmesi yönünde engel oluşturduklarını düşünüyorum. İnsanlık için yapılan aşı gibi bilimsel buluşlara patent almak, dünya üzerinde bu buluşların yayılmasını zorlaştıracağı gibi üzerine yapılacak araştırmaları ve geliştirme faaliyetlerini de yavaşlatacaktır.
Salk bu görüşte olan tek kişi değil, ilaçlara daha kolay ulaşımı destekleyen Ellen’t Hoen -Medicines Law & Policy aslı kuruluşun direktörü- patent haklarının askıya alınası üzerine tasarlanan bir düzenlemeden yana. Büyük aşı üreticilerinin birçoğunun yerleşik olduğunu ve tüm üretim kapasitelerinin kullanmaları gerektiğini destekleyen Hoen, gelişmekte olan ülkelerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de Dünya Sağlık Örgütü’nün fikri mülkiyetle alakalı kuralların yoksul ülkelerde aşı üretiminin yayılmasının önünde bir engel teşkil ettiği görüşüde.
Kısacası aşılar, kişisel çıkar için değildir, insanlara bir umut ve gelecek nesillere bırakılacak bir mirastır. Bu nedenle bu dünyadaki en değerli şey olan insan hayatını kurtarabilecek bir buluşun kar amacı ve kişisel çıkar güdülmeden piyasaya sürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ne de olsa Güneşin patentini alabilir misiniz?