“Bir bireyin başarı öyküsü nasıl başlar ise öyle devam eder” acaba doğru bir yaklaşım mı?Öncelikle başarı nedir?Başarı,insandan insana tanım açısından değişiklik gösteren akademik yoldan olucağı gibi hayati başarı olarak ve kitaplardaki tanımı ile gelebileceği en iyi yerde olabilmek için çalışıp çabalama yolcuğunda içsel barışıklık içinde olabilmek demektir.Bir bireyin başarısız veyaut başarılı olması akademik açıdan düşünen biri için notlarının iyi olması ve iyi bir şirkette iyi bir pozisynda olması demek olabilirken; bazı aileler ve bireyler için başarı kendi istediğini tereddüt etmeden almak,fiyat farketmezsizin amaç olarak belirlenen noktaya maddi açıdan zorlanmadan gelebilmek ve ailesinin çalışma zorunluluğnu ortadan kaldırıp ay sonu yetiştirmek veya fatura peşinde koşma gibi eylemlerden yapmamak içindir.Genellkle akademik açıdan başarı isteyen bir kişi memur kafa apısı olup sabah işe git akşam işten gel manığı ile yaşar.Herhangi bir bireyinbaşarılı olup olmamsı benim için akademik anlamdan ne çok yakın ne de çok uzak olsa da hayai başarının insanı yüseltip milyarlarca insan içerisinde ayrıcalıklı bir pozisyonda olması düşüncesindeyim.Birey doğduğunda nasıl doğacaığını seçemez ama madem ona verilen bir hayat var bunu istediği gibi sürdürmek ona kalır ve belirli bir yaşa geldikten sonra yetişkin unvanı ile birlikte kimse ona ne yapacağı konusunda bir zorlamada bulunamaz.Maddi açıdan düşünürsek yoksul bir aileden doğan ve hayatın sosyal medyadaki milyon dolarlık saatler takan,milyon dolarlık arabalar süren,binlerce dolarlık kozmetik ve tekstile harcayan insanları gördüğümüzde hiçbirimiz “okulda çok iyi bir öğrenci olmuş ki bunları almış “ gibi bir cümle kurmuyoruz.Hepimizin aklına gelen ilk düşünceler uyuşturucu satıcısı veya babası zengin yada piyango gibi düşüncelerle karşılaşırız.Fakat bunun gerçeği o bireyin bu kadar yüksekte ve hayal dünyasındaymış gibi bir hayat sürmesinin nedeninin okul olmadığı o bireye bu yaşam standartlarını sağlayanın hayatının akademik kısmından sonra gelen bireyin yetişkin olduğu ve gece gündüz demeden finansal özgürlük için çabaladığı bir hayat mücadelesi ile karşılşırız.İllaki biri örnek olarak verilecek ise Emoty Tate’in oğulları Tristan ve Andrew Tate.Sıfırdan babaları tarafından insanı hayata hazırlayanın okul olmadığınu oğullarına öğretmiştir.Andrew ve Tristan gerçek anlamıyla fakir ve bankada neredeyse hiç paraları yokken şuanda ise multimiyoner olan hayalini kurduğu Civic type-r yerine 33-34 farklı arabaları verken Andrew’un en çok kullanıdğı araba w16 8 litre motoru ve geliştirilmiş hali ile Bugatti Chiron +300 yani super sport kullanmakta.Ve bu arabyı gündelik hayatta kullanmasının yanı sıra insanın gözünü alamdığı bu araba Andrew’a 5.5. milyon euro civarına malolmuştur.Son olarak hepimizin bu kadra pahallı bir arabayı okul okuyarak almadığı ve alınamayacağını da biliyoruz.
İnsan kendi öyküsünü mü yazar yazılana rol mü oynar?
(Visited 13 times, 1 visits today)