Gözlerini yeni açan bir bebeğin iyi veya kötü biri olduğunu söyleyebilir misiniz? Ya da aynı şekilde Dünya’ya gelen ilk insanın davranışlarının iyi veya kötü olduğu hakkında bir yorum yapabilir misiniz? Yapamazsınız elbette çünkü canlı bir varlığı doğru ve yanlış kavramlarından yoksunken yargılamak hiç adaletli olmaz. Ya da belki de yapabilirsiniz, ne de olsa insanın doğduğu andan itibaren sahip olduğu bir “doğası” vardır.
Peki, insanlar neden kötülük yapar? Sokrates’e göre bu sorunun cevabı kendimizdedir. İnsan, kötülüğün ne olduğunu bilmeden ancak kötülük yapabilir. Kötülüğün kötü olduğunu bilmeyen, kötülük yapacaktır; çünkü iyi ve kötü hakkında bilgisi yoktur. Yani Sokrates’e göre kötülüğün kaynağı insanın bilgisizliğidir. İnsanlar doğuştan gelen herhangi bir nedenle iyi ya da kötü olamaz. İnsan sadece kendi anlayışı çerçevesinde yaptığı doğru ya da yanlış kararlarla iyi veya kötü birisi oluyordu Sokrates’e göre.
Rousseau’ya göre ise insan doğasının iki temel niteliği varlığını korumak ve başkasıyla duygudaşlık kurarak ona acımaktır. İşte insanı iyilik yapmaya iten olguların temelinde bu kavramlar vardır. Fakat yine Rousseau’ya göre bu nitelikler bozulmaya uğramış ve doğal olmayan bir duruma evrilmiştir.
İlkel bir insanın doğada hayatta kalmaya çalıştığını varsayalım. O kişiden nasıl davranışlar beklenir? Büyük ihtimalle vahşi, bazı zamanlar da bencilce. Besin ihtiyacını gidermek için bir hayvanı vahşice öldürebilir, aynı şekilde kendi türüyle de çeşitli şeyleri ele geçirmek için yarışa girebilir. Aslında bu tür davranışlar günümüzde de gayet belirgin bir şekilde var. Toprak parçaları, doğal kaynaklar, yakıtlar gibi şeyler için savaşlar başlatan devlet büyükleri de en bariz örnekler arasında. Ancak bu noktada günümüzdeki insanları az önce bahsettiğimiz “ilkel” insandan ayıran bir özellik var: İlkel insan yeterli bilgiye sahip olmadan içgüdülerine ve doğasına dayanarak hareket ederken günümüzdeki bir insan düşünerek yani daha çok şeyin farkında olarak hareket etmektedir.
O halde insan tam olarak neye göre iyi veya kötü olur? Adler, bir kişinin tüm yaşamının özellikle 0-6 yaş arası çocukluk döneminde çevresinde meydana gelen olaylar tarafından belirlendiğini iddia eder. Bu durumda, mevcut kişilik özelliklerimizin çok büyük bir kısmını kontrolümüz dışındaki zamanlarda edindiğimizi düşünmek gerçekten de biraz üzücü. Adler’in argümanına devam edersek, kaderimizin altı yaşına kadar oluştuğunu bile düşünebiliriz.
Az önce de bahsettiğim üzere insanı iyilik veya kötülük yapmaya iten doğuştan gelen nitelikler bulunabilir. Ancak bunlar temel olarak içgüdülere dayanır ve insanın asıl iyi-kötü kişiliği hayatı ilerledikçe gelişir. İşte tam da bu yüzden bir insanın doğası gereği tamamen iyi veya tamamen kötü olduğunu söylemek çok da mantıklı değildir. İnsan gibi düşünebilen bir varlığın davranışları, kararları ve hareketleri kendi doğasından ziyade farklı etmenlerden etkilenir: zaman, şart ve ortam. Yani insan, doğası yüzünden değil, kendi aldığı kararlar yüzünden iyi veya kötü olabilir.