Her sabah uyanıyor, ayılmaya çalışıyor ve bir yerlere gidiyoruz. Bazılarımız bunun nedenini dahi bilmeden son nefeslerini verene kadar yaşıyorlar. Siz böyle yaşayabilir miydiniz, hayatınız yalnızca neden aldığınızı bilmediğiniz bir yoldan ibaret olsaydı yaşamak ister miydiniz?
Kimimiz yaşamaya devam etmek için kendilerini belli başlı kavramlara ya da inançlara bağlarlar. Bu edebiyattan tutun fiziğe hatta kimyaya yahut tarot fallarına ya da burç yorumlarına kadar gidebilen geniş bir spektrumdur. Hepimiz ister istemez bel bağladığımız anlamı olan ya da anlamı olmayan kavramlarla yaşıyor ve hayata anlamlar yüklüyoruz bana soracak olursanız.
Eski zamanlara küçük bir yolculuk yapalım misal, Antik Yunan halkı bizim için harika bir örnek olacaktır emini. Göğün tanrısı Zeus, denizlerin tanrısı Poseidon ve yeraltı tanrısı Hades; her şeyin bir yaratıcısı olması fikri sizde nasıl hisler uyandırıyor? Bana kalırsa bu zamanın çaresizliği ve insanların bir şeylere bağlanma isteği bağlamında çıkmış bir takım hikayeden oluşan maceralar silsilesi. Çünkü açtır insan, yaşamaya ve yaşatmaya açtır. Kendi kafasında belirlediği şeyleri putlaştırmaya açtır insan, bu yüzden yüzyıllardır her şeye bir anlam yüklemeye çalışıyor ve açıklayamadığı her şeyi öyle ya da böyle kabullenmeye çalışıyor.
Yaşadığımız evrende olan biten her durumu açıklayabilecek bir bilim dalı yahut felsefi bir düşünce yoktur ve bulunamaz da, bu da insanlar için kafa karıştırıcı ve korkutucu. Korkuyoruz, karanlıktan korkan küçük çocuklar karanlıktan değil göremediklerinden korkarlar. Bizler de tıpkı onlar gibi karanlıktan korkuyoruz, yolumuzu görememekten ürküyoruz. Bize mantıksız gelen olayları açıklama olmaksızın havada bırakmak bizleri sınırlıyor çünkü hayatlarımızı bilindik kurallar ve yapılandırmalar üzerinde kurarak hayatta kalabileceğimizi düşünüyoruz. Tam olarak bu noktada batıl inançlar ya da bence genel olarak inançlar devreye giriyor.
Bir kara kedi gününüzü nasıl kötü etkileyebilir ki? Tamamen biyolojik olaylar yüzünden siyah görünüme sahip bir kedinin kötü şans getirmesi teknik açıdan ne kadar mantıklı? Bu batıl inançlar durumuna yalnızca kara kedi kadar basit bir örnekten bakmamak gerektiğini söyleyebilirsiniz ancak en basite indirgediğimiz zaman bu düşüncenin ne kadar ilkel olduğunu fark edebiliriz. Siyah renkli bir kedi gördüğünüz için bir gün içerisinde başınıza gelen talihsiz olay dizgilerini gördüğünüz bir kediye bağlıyorsanız muhtemelen siz de bilinmeyeni açıklamaya çalışanlardansınızdır. Beyninizin size oyunlar oynamasına izin veriyorsunuz çünkü.
Elbette, her insan istediğine inanmalı çünkü sonuç olarak kimse aynı anne babadan doğmadı ya da aynı şartlar içerisinde büyüyüp olgunlaşmadı, bu da bizlere birçok farklı bakış açısından farklı farklı fikirleri gözlemleme avantajı sunuyor. Lakin bir insan ikizler burcu olduğu için onun hakkında henüz tanımadan bir takım yargılara ulaşıyorsanız hem kendinizi hem karşınızdakini belli başlı kalıplara sıkıştırmaya çalışmış olursunuz. Her insan farklı birer kar tanesidir, belki ikizler burcu insanı olarak yaptığımız genellemede birkaç özelliği gösteriyor olabilir ancak bu karşımızdaki kişiyi tanımamaya yanaşmak için geçerli bir sebep değil. Tıpkı kendi hazırlayıp içtiğiniz kahvenin bardağınızda bıraktığı izlerin yorumunda çıkacak kötü bir şeyin hayatınızı mahvetmeyeceği gibi.
Şahsi olarak ben bu tür inançları zararlı bulmuyorum ve ilgilenen insanları da küçümsemiyorum asla, ancak bu bir takıntı haline gelecek olursa psikolojik rahatlama evresini geçip bilinçsizce yaşamaya dönüşebilir. Sonuç olarak bunlar beşeri unsurlar olduğundan ötürü inanmanın bir sınırları olmalı ki hayatımızı yaşayabilelim. Hayatınızı yaşamayı unutmadığınız sürece bir makarna canavarının tanrı olabileceğine inansanız bile bir sorun olmayacaktır.