Bir kitabı okurken o kitabın baş kahramanına kendimizi koyar, hayal ederiz. Fakat bir TV dizisindeki kahramanın yerine kendimizi koyarken, onun gibi giyinip, onun gibi davranırız. Yani biz bu karakteri somutlaştırırız. Genellikle büyükler bunun pek hoş ve doğru olmadığını söyler. Ama neden?
Bu olaydaki anahtar kelime ”hayal etmek”. Birinde kendin olup o karakteri zihninde oynatırken diğerinde sen oynatılıyorsun. Birini taklit etmeye çalışırken kendi benliğin resmen uçup gidiyor. Onun gibi olmak sana kendin gibi olmaktan daha havalı geliyor. Aynı zamanda kendini aşağılıyorsun da.
Bir çok insan için kendisi olmak çok zordur. Kendini tanımak da. Bu daha çok yetişkin olduğunda oturabilecek bir şey. O zaman aklın daha çok bir şeylere eriyor. O zaman zihnindeki düşünceler, duygular, dünya ve en çok da kişiliğin oturuyor. Git gide kendini sevmeye, git gide kendini bulmaya başlıyorsun. Evet bu çok zor. Ama unutma sen istersen her şeyi yaparsın. İmkansız diye bir şey yoktur. İmkansızı imkansız yapan yine sensindir. Kendin ol…