Kemal adında bir çocuk varmış. Kemal 8.sınıfa gidiyormuş ve okulunda çok mutluymuş ama Kemal’in diğer çocuklardan bir farkı varmış. Kemal 4 yaşındayken ailesiyle birlikte bir trafik kazası geçirmiş ve bu yüzden bir bacağını kaybetmiş. Bunun üzerine, hayatına bir protez bacakla devam etmeye başlamış. Okuldaki çocuklar onunla hiç alay etmez, onu dışlamazmış çünkü Kemal çok disiplinli bir okula gidiyormuş.
Bir gün Kemal arkadaşlarını kapalı basketbol sahasında izlerken, sağ tarafındaki duvarda bir yazı görmüş. Duvarda “İmkansız diye bir şey yoktur” yazıyormuş. Kemal okuldan eve geldiğinde, telefonundan ödevini araştırırken karşısına bir reklam çıkmış. Reklam, Türkiye’deki engelli insanlar için düzenlenen bir koşu yarışı ile ilgiliymiş ve reklamda da aynı yazı yazıyormuş, “İmkansız diye bir şey yoktur”. Kemal, bunun bir tesadüf olmadığını düşünerek, reklamını gördüğü koşu yarışına hemen katılmak istemiş ve bu isteğini ailesiyle paylaşmış. Ailesi de bunu olumlu karşılamış. Kemal çok mutlu olmuş. 2 gün sonra yarışın olduğu alana gitmişler. Kemal, mutlu bir şekilde yarışa başlamadan önce aklından hep şunu geçirmiş: “İmkansız diye bir şey yoktur”. Bunu defalarca içinden tekrar etmiş. Kemal, başlama düdüğü çaldığında, kendinden emin bir şekilde yarışa başlamış ve 1.olmuş. Kemal’in katıldığı yarışmayı izleyen bir takım antrenörü Kemal’i hemen takımına almak istemiş. Kemal bunu sevinerek kabul etmiş ve uzun çalışmalar sonucunda milli bir sporcu olmayı da başarmış. Hayatı boyunca ülkesi için 4 Dünya Şampiyonluğu kazanmış ve 22 kez Dünya Rekoru kırmış.
Hiç kimse için İmkansız diye bir şey yoktur!