Bir zamanlar Mert diye bir çocuk varmış. Okuldan nefret edermiş ama sadece okulda ikinci sınıftayken sadece bir öğretmenini severmiş. O öğretmeni onlarla yalnızca Anneler Günü’nde etkinlik yapmazmış her gün yeni etkinlikler yaparmış dersin son yirmi dakikasında. Bu yüzden de Mert, öğretmenini çok severmiş. Mert son okulun günüyken, üçüncü sınıfa geçerken öğretmeninin yanına gitmiş ve ona hediyesini vermiş ama bizim çocuğun da el işi çok iyiymiş. Mert öğretmenine bir kalem kutusu yapmış ama kalem kutusunun da kendine ayrı ayrı yerleri varmış. Sonra öğretmeni bunu görünce çok duygulanmış ama öğretmenin de Mert’e bir sürpriz varmış. Mert’e bir kitap almış, sonra Mert okuldan karnesini alıp ve öğretmeninin verdiği kitabı alıp koşa koşa eve gitmiş ve annesine sormuş: “Kitabın üstünde ne yazıyor?” Şaşırabilirsiniz sormasına ama bizim Mert okumayı bilmiyor çünkü okulu sevmediği için hiç önem vermiyor. Annesi şöyle demiş: “ÇOCUKLAR İÇİN 1000 EL İŞİ”. Sonra Mert bütün yaz tatili boyunca bununla ilgilenmiş. En son yumurta kabından su aygırı yapmak için okumayı öğrenmişti sonra o öğrendiği alfabeyle karnesini okudu öğretmeni şöyle yazmıştı: “Bu çocuğun süzgeç gibi kafası var sihirli elleri var bir de kocaman bir yüreği var.” Mert de artık okulda çok başarılı olmaya karar vermişti o öğretmeninden sonra.
İMKANSIZ DERDİM
(Visited 48 times, 1 visits today)