Ali, hiçbir zaman derslerinde iyi değildi. Nasıl iyi çalışacağını bilmiyordu. Şimdiye kadar verdiği bütün emeklerin boşa olduğunu düşündüğünden çalışmayı bıraktı. Girdiği LGS sınavından çok düşük bir puan aldı. Ve artık herkes onun derslerinden ümidi kesti. Ali’nin de pek kalmamıştı zaten. Ali, lisede dersleri daha dikkatli dinlemeye başladı ve kendine göre bir öğrenme metodu geliştirdi. Bu çok daha etkili oldu. Böylece fazla çalışmadan daha iyi notlara sahip oldu. 11. sınıfa geldiğinde daha çok çalışmaya başladı. Notları giderek artıyordu sınıfın en iyilerindendi neredeyse. Böyle çalışmaya devam etti ve 12. sınıfı da bu tempoyla bitirdi. Ve üniversite sınavlarının zamanı geldi. Hepsine girdi ve sonuçları beklemeye başladı. Ailesi, çoktan ümidi kestiği için dersleriyle ilgilenmiyordu Ali’nin. Ve o gün geldi, sınav açıklandı. Ali ilk 5000 içindeydi. Ailesi her ne kadar ümitsiz olsa da merak ettiler ve beraber baktılar sıralamasına. Çok mutluydu hepsi. Özellikle Ali. Ve Ali’nin kurduğu cümle şuydu ”Uzak ve imkansız görülen şeyler bir anda yakın ve mümkün olabilir.”
İmkânsız Bir Kelimeden İbarettir
(Visited 67 times, 1 visits today)