Kimi aşklar çocuklara masal, dillere destan ve genç aşıklara umut verebilmek için yaşanmıştır. O ünlü aşık isimleri alırlar örnek olarak. Kimileri de bu aşka kavuşmak için varını yoğunu ortaya koymuş fakat çeşitli sebeplerden dolayı kavuşamayan aşıklardır. İşte bu da o zavallı aşıkların hikayesidir.
Rüzgarlı, sakin ama bir o kadar da hoş bir geceydi. Sanki gökyüzündeki yıldızlar bugün daha parlaktı, sanki gökyüzünün mavisi bugün daha maviydi… Benim bu meyus kişiliğime rağmen bu rüzgarlı havadaki sıcaklığı hisseder gibiydim. Dayanamayıp kendimi dışarı attım. Soğuk yeşil çimene attım kendimi ve bir süre göz kamaştıran o parlak yıldızları hayranlıkla izledim. Yanımda bir kitap getirmiştim. Elimi kitaba uzattığım gibi uzun boylu, yapılı, esmer bir herif kitabı alıp “Güzel kitap ancak siz bu kitabı okumak için biraz büyük değil misiniz?”. Ağzım açık kaldı. Bu ne pervasız bir adamdı. Kitabımı hızlı bir hamleyle elinden çekip “Aman size ne bundan? İşinize bakın.” dedim. Alttan güldü ve güldüğünü belli etmemeye çalıştı. Bu konuda o kadar başarısızdı ki! Çöktü ve benim yanıma oturdu. “Ee, söyleyin küçük hanım isminiz nedir?” dedi ve ardından cebinden kürdan çıkarıp ağzına koydu. Yalan yok, hoş bir beyefendiydi fakat bu tavırları hiç hoşuma gitmemişti. “Aylin. Daha doğru bir tavırla yaklaşırsanız sevinirim.” diye kendimden emin bir şekilde cevabımı verdim. Gözlerini kıstı ve “Peki o zaman ben seni ve yaşına uygun kitabını yalnız bırakıyım.” dedi ve kalkıp gitti. Bu da neydi böyle? Cidden kalkıp gitti. Yanıma oturan ve muhabbet etmeye çalışan o değil miydi? Bu soruları aklımdan çıkararak kitabımı açıp okumaya başladım. Birkaç sayfa okuduktan sonra okuduğumu anlamamaya başladım. Sinirlenip kitabı sert bir şekilde kapayıp hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm. Söylene söylene ilerlerken birine çarptım. Kafamı kaldırdım ve o herif. Kaşlarımı çattım ve “Beni takip etmeyi bırak sapık!” diye bağırdım. Eliyle ağzımı kapatıp “Bağırmasana! Ayrıca seni takip eden yok ben burada yaşıyorum seni salak.”. Yetmişti artık. Suratına tokat atmamak için kendimi zor tutuyordum. Sinirimin beni yenmesine izin vermedim ve merdivenleri çıkıp evime girdim. Hemen yatağa attım kendimi. O kadar uykum vardı ki hemen dalarım diye düşünmüştüm fakat bu adam aklımdan çıkmıyordu.
Bütün gece uyuyamadım. Yoksa ben aşık mı olmuştum? Daha neler! Sonuçta insan ilk defa gördüğü birine nasıl aşık olabilir ki? Kahvaltımı yapıp evin yakınındaki markete gidecektim ama aklımdaki deli sorularla savaşıyordum. En sonunda güzelce hazırlanmaya başladım ve markete gittim. Ve beklentim yerine geldi. Umutsuz umutsuz ilerlerken yanımda eski model beyaz bir araba belirdi. Bu oydu. Sevinçten içim içimi yiyordu. Bunu belli etmemişimdir umarım. Camı indirip “Nereye gidiyorsun? Gel seni istediğin yere götüreyim lütfen.” dedi. “Teşekkürler. Gideceğim yer az ilerideki market zaten.” dedim. “Son kararın mı?” dedi. Dayanamadım ve bindim arabaya. Markette uzun uzun konuşup birbirimizi daha yakından tanıdık. Aman Tanrım, hayatımın en güzel günüydü! Bana olan aşkı gözünden belli oluyordu. O ilk gecedeki yıldızlar gibi parlıyordu gözleri.
O günden sonra neredeyse her gün dışarı çıkmaya başladık. Daha önce birine böyle güçlü duygular beslememiştim. Dayanamayıp bu ilk ve muhtemelen son aşkımı anneme anlattım. İlk başta benim adıma çok mutlu olmuştu. Sonra ismini ve kim olduğunu gösterince yüzünde öfkeli bir ifade belirdi. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Oysaki çok munis ve sevgi dolu bir kadındı. Bana bağırıyordu. “Aylin, bu çocukla asla görüşemezsin, sen onların nasıl bir aile olduğunu bilmiyorsun!”. Anlattığına göre Luka’nın annesiyle zamanında sağlam bir kavga etmişti ve bunun için Luka’yı görmemi yasaklamıştı. Bir hafta boyunca dışarı çıkmamı yasakladı. Odamdan asla çıkmıyor, her gün uyuyana kadar ağlıyordum.
Günlüğümün sayfaları aşk mektuplarıyla doluydu. “Ah benim biricik sevgilim, seninle asla kavuşamayacağız. Dilerim ki gelecekteki karınla mutlu olursun. Onun için bir dileğim yok! Ne de olsa seninle mutlu olacağı kesin…”. İşte böylece birbirimizi bir daha görmedik. Onu asla unutamadım. Bu yüzden kimseyle evlenmedim. Dilhun bir haldeydim. Acaba şuan ne yapıyor ne ediyor? Böyle bir sevgi başka bir zaman olsa yüreği üşütür, ruha ağır gelir.