Hayatımda ilk defa bir arkadaşım beni evine davet etmişti. Asosyal ve sessiz biriyim, bu yüzden genellikle kimse beni bir yere çağırmaz. O gün makyaj yaptım, en güzel kıyafetlerimi giydim ve hazırlandım. Tam evden çıkacakken Ecrin aradı. Ayakkabımı giyerken aynı anda ona cevap veriyordum. “Tamam, tamam, doğum gününe geç kalmayacağım.” diyerek telefonu kapattım ve yola koyuldum. Otobüste, sınıfımdan kimsenin olmaması için içimden dua ettim çünkü sınıfımdan birileri varsa herkes Ecrin’e “Doğum gününe Pelin’i mi çağırdın?” diyerek dalga geçer diye düşündüm. Düşüncelere dalmışken inmem gereken durakta çoktan durmuş olduğumuzu fark ettim, yarım saatlik yol beş dakika gibi geçmişti.
Ecrin’in evine vardığımda şaşkınlıktan ağzım açık kaldı, keşke o an yer yarılsaydı da içine girseydim. Hayır, partidekiler sınıf arkadaşlarım değildi… Hatta daha kötüsüydü: Tanımadığım insanlarla doluydu. Ecrin’in ablası, doğum günü partisini Ecrin’in arkadaşlarına söylemiş, bu yüzden oradaki bazı kişiler benden dört beş yaş büyüktü. İlk başta kapıyı tıklattım ama içerideki sesten kimse duymadı. Arka bahçeden geçerek içeri girdim ve Ecrin kocaman bir gülümsemeyle bana sarıldı. Tam bir şey söyleyecektim ki “Ahh Pelin, gelmeyeceksin sandım! Kimseyi tanımadığını biliyorum ama bu partidekiler çok samimi, güven bana.” diyerek sözümü kesti.
Partiye ayak uydurmaya çalışırken bir kız yanıma gelip, “Hmm, sende bir gariplik var.” dedi. Bu sözle yüzüme fark etmeden bir şey sürdüğümü sanarak hemen lavaboya koştum. Aynaya baktığımda ise bayılmışım. Oradakiler, beni yerde bulduklarında yüzümde kocaman bir böcek olduğunu söylediler; muhtemelen aynaya baktığımda korkudan bayıldım. Bir süre sessizce oturdum. Hediye zamanı gelince, parti başında Ecrin’e açıklamaya çalıştığım şeyi sonunda söylemek için cesaretimi topladım. Ona, “Şey, sana hediye almadım ama önemli olan arkadaşlık, değil mi?” dedim. Bir anda müzik durdu ve herkes bana bakmaya başladı. Kendimi zaten yabancı hissettiğim bir ortamda, herkesin üzerime yoğunlaşması beni iyice germişti. Arkadan biri, “Nasıl hediye almazsın? Arkadaşını önemsemiyor musun?!” diye bağırdı ve insanlar beni yargılamaya başladı. Ecrin normalde böyle şeyleri kafasına takmaz ama herkes onun tarafında olunca sessiz kalmayı seçmişti, “Sorun değil.” bile demedi.
O gün oradan ayrıldım. Ertesi gün Ecrin’e hediye almadığım için özür dilemeye çalıştım ama beni durdurdu. “Asıl ben senden özür dilerim. Yaptığım yanlıştı. Partiden sonra seni aşağılayan arkadaşımla da küstük, meğer arkamdan dedikodumu yapıyormuş.” dedi. Bu sözleri beni çok mutlu etti. Bir daha böyle bir şey yaşamamak için ikimiz de birbirimize söz verdik.