İlk Dans

Lise yıllarımda genç bir delikanlıyken aşk beni ilk defa tüm benliğiyle sarmıştı. Sınıfımdaki o güzeller güzeli kıza aşık olmuştum.Aklımda sadece o vardı,düşlerimde sadece o.Ona karşı olan hislerim bir hayli yoğundu,öyle ki ona dalıp gitmekten birçok dersi kaçırdığım dahi oluyordu.Yaptığımın yanlış olduğunu sınav zamanları yaklaştıkça çok iyi anlıyordum ama o zamanlar buna engel olmak bir hayli imkansızdı benim için. Her zaman onu,onun o güzel yüzünü düşünüp duruyordum.Her an aklımdaydı,zaten aklımdan da asla çıkmazdı.Muhakkak düşlerimde yer alırdı o,bazen rüyalarımda bile.
Bir gün yine onu görmek isteğiyle,heyecanla sınıfa doğru yürüyordum. Sınıfa girdiğimde sınıftakilerin çoğunun bir sıranın etrafında toplandığını gördüm.Gelen seslerden anladığım kadarıyla birisi ağlıyordu, sınıf da teselli için onun etrafına toplanmıştı.İyi de bu onun sırasıydı,ağlayan da oydu.Büyük bir telaşa kapıldım,onu hemen görmek istiyordum fakat gördüklerim ve öğrendiklerimle bir daha toparlanamayacak kadar yıkılacağımı hiç tahmin etmemiştim.O gidiyordu,taşınıyordu buradan. Çok da zaman yoktu aslında,bu akşam başlayacaktı valizini toplamaya, onu görmem imkansız hale gelmişti belli ki.Amerika’ya gidebilme imkanım zaten yoktu.Sanıyorum ondan vazgeçme zamanı gelip çatmıştı tüm gerçekçiliğiyle. Ona hislerimi açma konusunda zaten endişeliydim fakat şimdi içimde, ona hislerimi asla açamayacak olma gerçeğinin tarifsiz acısı vardı. İşte bu yıktı beni, mahvetti. Onu unutmaya çok çalıştım,yıllarca bunu denedim durdum ama imkansız olduğunu artık anlamıştım.
Yıllar sonra da hiç yanılmadığımı fark ettim.Uzun yıllar geçmiş,üniversitenin son senelerine gelmiştim ama buna rağmen ona olan sevgimi ben hiçbir zaman yitirmemiştim. Belliydi zaten, yitiremezdim. Yüzümden yıllardır hiç düşmemiş o üzgün,boş vermiş ifadeyle aynaya baktım o gün de. Belli ki yıllar beni çok yıpratmıştı.Göz altlarım mor, yüzüm bir hayli yaşlıca duruyordu.Aynayı oradan kaldırmaya karar verdim,zaten artık ayna denen şeye ihtiyacım yoktu. İyi veya yakışıklı görünmek kimin umrundaydı ki? Aynayı yerinden kaldırdıktan sonra artık formam haline gelmiş kıyafetlerimi giydim ve okula gitmek için evden ayrıldım. Üniversitede birkaç arkadaşım vardı, zaten onlardan başka da pek tanıdığım yoktu. Okul kapısına doğru yürürken yanıma geldiler.Nasılsın sorusuna yine kötüyüm, cevabını aldılar ama eskisi kadar umursamıyorlardı zaten bunu,nedenini çok iyi biliyorlardı.Yine akşamki balodan bahsettiler. Gelmeyeceğimi defalarca söylememe rağmen beni ikna etme çabaları asla son bulmuyordu. Onları daha fazla kırmaya da tahammül edemedim,sonuçta benim yanımda olanlar hep onlardı.Tamam, dedim.Geleceğim.
Akşam buluştuk, balonun olduğu yere gittik. Herkes eğleniyor, yüzlerinde güller açıyordu. Oraya ait olmadığımı gerçekten hissettim.Mimikten yoksun kaskatı suratımla hemen bulduğum ilk yere oturdum. Arkadaşlarım yanımdan ayrıldılar, belli ki onlar da balonun tadını çıkarmak istiyorlardı.Yine burada da yalnız başıma kalmıştım. Etrafa boş gözlerle bakarken  gördüğüm o kadın, beni beynimden vurulmuşa döndürmüştü.Ya ben kafayı yemiştim ya da o gerçekten şuan karşımdaydı. Gözleri birini arıyordu sanki.En son gözleri bana kilitlendi, bu ani hareketle ikimiz de donup kaldık. Büyük ihtimalle bu kadın oydu ve beni tanımıştı.Var gücümle yanına doğru koştum,sarıldık sanki hiç bırakmayacakmışçasına. Ağlamaya başladı,ben de öyle,zaten hiç dayanamazdım onun ağlamasına.Fazlasıyla titrek çıkan cılız sesimle “Benimle dans eder misin?” kelimeleri dökülmüştü dudaklarımdan.Olanlara inanamıyordum,bu cümle nasıl oldu da benim ağzımdan çıkıvermişti inanın onu da bilmiyorum.O an zaman durmuştu adeta,bomboştu etraf.Sadece ona bakıyordum,yıllarca hasret kaldığım o güzel yüzüne.Yıllar sonra mutluydum ilk defa,dans ediyordum sevdiğim kadınla.Hiç bitmesin dediğim bu an, pek de uzun sürmemişti oysa. Elime sıkıştırdığı notla bana veda etmişti bana. Notta şunları yazmıştı en içten duygularıyla:

“Güzel yürekli adam,yarın seni ilk gördüğüm ve senden ayrılmak zorunda kaldığım,hislerimi içinde bırakıp gittiğim o yerde olacağım. Beni  lütfen orada yalnız bırakma olur mu?”

Bu notu okuduktan sonra mutluluğu tam anlamıyla hissettim.Kesinlikle orada,lise yıllarımızın geçtiği o okulda olacaktım. Belli ki onunla geçireceğim güzel zamanlar artık çok yakındı.Yıllarca içinde bulunduğum berbat ruh haline sonunda değmişti.Duygularım karşılıksız değildi,hiç de olmamıştı.

(Visited 69 times, 1 visits today)