İLK BAKIŞ

Evimizdeki küçük,  gazetede verilen, kare olan takvim 25 Aralığı gösteriyordu. O gün okuldan geldiğimde annemin yaptığı sıcacık  çorbası ve içinde annemin yaşlılıktan eli titrediği için tam kesemediği domates parçaları olan güzel mi güzel çorbayı kardeşimle birlikte içiverdik. Yemekten sonra her zamanki gibi arkadaşlarım beni çağırdı ve birlikte en sevdiğimiz oyunları oynadık. Taa ki Mehmet’in babası Faruk amca yanımıza gelip  bizden gazete almamızı isteyene kadar.

Bir maceraya çıkmış gibi hissettim. Sonra biz arkadaşlarla koştuk geri geldik Faruk amcanın yanına. Faruk amca gazeteyi ilk çocuklar okusun isterdi. O yüzden “Gazete sizde kalsın çocuklar.” dedi ve biz de okumaya başladık gazeteyi. Ana başlığı görünce gözlerimize inanamamıştık. Mustafa Kemal 2 gün sonra Ankara’ya Dikmen’e gelecekmiş. Hemen Faruk amcanın yanına gidip sorduk Dikmen nerededir diye. Faruk amca dedi ki “Aha burasıdır.” diye bizim bir sokak altımızı gösterdi. Sonra bize sordu “Niye sordunuz çocuklar.” diye. Benim heyecandan elim ayağım titriyordu arkadan Mehmet koşup dedi ki “Baba 27 Aralık’ta Mustafa Kemal Dikmen’e geliyor.” dedi. Faruk amca inanamadan hemen “Gazeteyi verin hemen.” diye Mehmet’e bağırdı. Mehmet sevinçle hemen koşup getirdi ve Faruk amca eşi Halime teyzeye dönüp “Hanım şenlik var şenlik… Kek ve yemek yap.” dedi.

O iki gece gözüme uyku girmiyordu. Rüyalarımda Mustafa Kemal’in silik fotoğrafını tekrar tekrar görüyordum. Taa ki o gün gelene kadar. O Sabah normalden çok erken kalktım ailemi uyandırıp hemen bir mahalle alta indik kalabalık çoktan dolmuştu bir kalabalık daha geliyordu. Bu kalabalık Mustafa Kemal’in başında olduğu kalabalıktı. Çok sevindim ve babamın beni omuzlarına almasını istedim. O anda konuşma yapan Mustafa Kemal’i gördüm ve o da beni görüp gülümsedi. Hayatımın en güzel günüydü o gün.

(Visited 19 times, 1 visits today)