Bu tarihin önemi ve değeri çok fazla benim için, tüm Türkiye için. Ülkemizin karşı güçlerden tamamen arındırılabildiği, en büyük yeniliklere yelken açılan ve tarihimiz açısından bizim için çok değerli olan o günü halen tüm coşkumuzla yaşadığımız yüzüncü yıl: 29 Ekim 2023. İstisnasız tüm milletin içlerindeki vatanseverlik duygusuyla ve gayretle yıllarca çabalayıp sonunda elde ettikleri bu zaferi biz hep kalbimizde taşıdık, bu başarı elde edilirken yardımı dokunan herkese, özellikle Atatürk’e sonsuz sayıda teşekkür ettik. Belki de tüm hayatlarını bize ve ülkemizin geleceğine adayan bu milleti asla unutturmayacağız, bize verdikleri imkanları kaybetmemek için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışacağız.
Yıllardan 1881, bir dünya lideri doğdu. Daha küçücük yaştayken ülkenin büyük bir çoğunluğunun fark edemediği gerçekleri, ülkemizin kötüye gittiğini fark etti. Tüm milletin geleceğinin sorumluluğunu üzerinde hissetti ve bunun için bir şeyler yapmayı kafasına koydu. Ulaşabildiği herkese, her yere bu durumu açıklamaya çalıştı ve başarılı oldu. Sıkıntıda olduğumuzu ve bunu düzeltmenin sorumluluğunun bizim üzerimizde olduğunu bize anlattı. Bu durumu millete duyurmaya çalışırkenki gayretiyle bize asla vazgeçmemeyi öğretmiş oldu. Artık ülkemizdekilerin üzerinde de sorumluluk hissiyatı vardı. Ülkemizi kurtarırken gerekirse savaştılar, gerekirse çok değer verdikleri şeylerden vazgeçtiler ama asla pes etmediler. Bu dünya liderinin önderliğinde hareket ettiler ve ona karşı sonsuz güven duygusu beslediler. Yapmaya çalıştıkları köklü değişimlere karşı çıkan birçok insana engel oldular ve hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadılar. En sonunda 29 Ekim 1923 yılına geldik. Şu an bu ülkede nasıl bir aradaysak, nasıl her insan kanun önünde eşit olabildiyse, nasıl daha çağdaş bir şekilde eğitim alabiliyorsak, nasıl kendimize ait bir alfabe oluşturabilmişsek bu yeniliklerin olabilmesi için ülkede atılan en büyük adım, en büyük gelişimin gerçekleştiği tarihtir bu. En büyük kahramanımızın, Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğundan bu yana biz gençlere güvenerek vermek istediği bu sayısız iyilikleri verebildiği tarihtir bu. Verdiği bu iyilikleri daha kalıcı hale getirebilmemiz için çok büyük bir fırsattır bu. En sonunda Cumhuriyet’i ilan ettiğimiz tarihti 29 Ekim. Bu tarih sayesinde sayılamayacak kadar yenilik gerçekleşti, birçok değişim yaşandı. Şu anda da bize verilen bu imkanları zor şartlara rağmen büyük bir gururla taşıdığımız ve asla unutmadığımız 100. yıl. Bize bu imkanları veren herkese sonsuz minnet duyduğumuz 100. Yıl. Ulusumuza marşımızın “Korkma” ile başladığını asla unutturmayacak, her konuda gayret göstermeyi öğreten koca bir yüzyıl.
Bu yüzyıl içinde bir an bile unutamadığımız bu zaferleri ve iyilikleri sonsuza dek hatırlamalıyız, hatırlayacağız da. “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Ata’mızın bu sözünde dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti her zaman canlı kalacak, unutturmaya çalışanlara bu kocaman asır boyunca da yaptığımız gibi hatırlatacağız. Bu asrın niceleri için savaşan tüm milletime, özellikle de Atatürk’e çok teşekkür ediyorum.
