Bildiğimiz gibi son birkaç yıl içerisinde iklim değişikliklerinin insanlar üzerinde etkisi büyük olmuştur. Bu olaylardan en çok bilinen ve tehlikeli olanlarından biri Küresel Isınmadır. Donald John Trump (Amerika Birleşik Devletleri Başkanı) Küresel Isınma’ya inanmadığını belirtmektedir. Hatta Amerika’nın çok soğuk olduğunu ve Küresel Isınma’ya ihtiyacı olduğu söylemiştir. “Burası çok soğuk, bize biraz Küresel Isınma lazım. Burada donuyorum.” cümlesiyle zaten kendisinden pek haz etmeyen Sosyal Adalet Savaşçılarının ve aktivistlerin daha da sinirlerini bozmuştur. 
Trump’ın bu davranışlarından sonra bile onu destekleyen insanlar olması çok korkunç bir şey. Bu insanlığın ne kadar duyarsız ve sapkın bir şekilde değiştiğini gösteren bir gerçektir. Bu tür iklimsel problemler sadece Amerika’ya özgü problemler değildir. Adı üstünde “Küresel Isınma” yani bütün dünyayı etkileyen bir problemdir. Yaz tatilinde İzmir, Antalya, Adana gibi şehirlere gidenler bu şehirlerin geçen yıllara kıyasla daha sıcak olduklarını fark etmişlerdir. Küresel Isınmanın Türkiye üzerindeki etkilerine örnek olarak kurumuş olan Eğirdir ve Nazar Boncuğu Göllerini örnek gösterebilirim. Bence bu bilgilerin hepsi üzücü ama en üzücü olan köylülerin Meke Gölü diye andığı Nazar Boncuğu Göllerini kaybolması çünkü eskiden uzaydan bakılınca görülecek kadar geniş ve görkemli olan bu göllerin kurumuş olması büyük bir trajedidir. Nazar Boncuğu Göllerinin kuruması hem maddi hem de manevi anlamda birçok negatif etkiye sebep olmuştur. Güzel mavi sular yerine artık bir çöl var ve bu güzel bir manzara değil. Göl kuruduğunda içinde ölen balıkları ve mercanları düşünmemek ise elde değil. Maddi kısmına gelirsek o yörenin balıkçılık faaliyetleri kötü yönde etkilenmiş oldu.
Eğer insanlar bu şekilde doğaya zarar vermeye devam ederse kendilerine de zarar vereceklerini fark etmeleri ne kadar uzun sürecek acaba? Şimdiye kadar anlamadılarsa bundan sonra ne değişecek de acı gerçeklerin farkına varacaklar. Dünya her gün daha da kötü ve korkunç bir hal alıyor ve bu fark ediliyor ama önüne geçilmek için yapılan aktiviteler yeterli değil hatta olması gerekenin yanında yok denecek kadar az. Herkes bir proje için gönüllü olsa dünya iki-üç yıl sonra on yıl önceki hali gibi olabilir. Belki daha bile iyi. Burada herkesin bencilliği bırakıp rahatını bozarak bütün insanlık için bir şey yapması gerektiğinden bahsediyorum fakat bunun gerçekleşme olasılığı yok denecek kadar az çünkü yeni nesil bencil yetişiyor ve buna ben de dahilim. Çoğunlukla benden bir şey istense kendi çıkarlarımı düşünüyorum ve ona göre hareket ediyorum. Michael Jackson’un ve bir sürü kişinin söylediği gibi “Önce kendini sonra dünyayı değiştir” felsefesini uygulamayı başarabilirsek iklim değişikliğine ve hepimizi kötü etkileyecek olan geleceğe engel olup yeni nesil için daha iyi bir yer oluşturabiliriz.
