İklim Değişikliği

Dünyamız zaman ilerledikçe daha da yaşanılmaz bir hale bürünüyor. Bu soruna genel olarak iklim değişikliği deniliyor. Endüstriyel atıklar, karbon salınımı, yüksek fosil yakıt tüketimi, büyük ölçekte kişisel araç kullanımı… Bunların tümü yavaş yavaş doğamızı, biyolojik çeşitliliği, hava temizliğini, yok ediyor bir de üstüne buzulları eriterek deniz seviyesinin yükselmesiyle kıyılarımızın, adalarımızın ve bazı şehirlerimizin su altında kalmasına sebep oluyor. 

Bu durumun er ya da geç çözülmesi gerekiyor, elbette olabildiğince erken çözülmesi tüm insanlık için hatta dünyadaki tüm canlıların yararına olur ancak erken çözülmesi pek olası değil. Zaman geçtikçe daha da kötüleşen bu durum için pek çok çözüm önerisi sunuldu ancak bunlar ya yeterli değildi ya da büyük ölçüde uygulanmadı. Peki biz bu önceden üzerine çok düşünülen sorunu nasıl çözebiliriz?  

Öncelikle önceden sunulan çözüm önerilerinin iki ana hatasından bahsetmek istiyorum. Bu sorunların ilki fazla kişiye çözümlerin odaklanmasıdır çünkü iklim değişikliğinin sadece küçük bir kısmı genel nüfus nedeninden oluyor, Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli ’ne (İPCC) göre sera gazı salınımının kullandıkları elektrik ve ısı ile birlikte %90’ı endüstriyel sektöre ait ve bu nedenle araba kullanımının azaltılması, daha az elektrik tüketilmesi, et tüketiminin azaltılması geçerli çözümler değildir. Bunlar sektör ile ilgili olan sorunu birey üzerinde toplar ve böylece gerçek kaynağa verilen dikkat azalır. Bu sorunlardan ikincisi ise sadece kısa süreli çözümler sunmalarıdır. Ağaçlandırma, çöp toplama gibi projelerin uzun sürede neredeyse hiçbir anlamı yok. Bu projeleri öne sunmak ağaç kesimini ve çöp atılmasını kabullenmek olur, bu sorunların etkili bir şekilde çözülebilmesi için sonuçlarıyla değil kaynaklarıyla baş etmemiz gerekir. Peki gerçekten işe yarayacak çözümler nedir? 

Öncelikle tüm fabrikalara baca filtresi takmak zorunlu kılınmalı böylelikle küresel sera gazı salınımının neredeyse %24’ü durdurulabilir. Ancak fabrikaların tek problemi sera gazı salınımı değildir. Atık yönetimi her sektör için büyük bir problemdir; endüstriyel atıkların hatta tüm atıkların büyük bir kısmı denizler, göller, akarsular gibi su kütlelerine, çöplüklere veya çukurlara dökülür. Bu atığın çevreye bölgede yaşayan canlıların ölmesi veya hastalanması, tarım alanlarının verimsizleşmesi ve benzeri olmak üzere birçok olumsuz etkisi vardır. Bu atıkları önlemek için geri dönüşüme ve atık su arıtımına başvurulabilir. Bunların üzerine enerji sektöründe fosil yakıt kullanımı tamamen yasaklanmalıdır ve hidroelektrik, jeotermal, güneş, rüzgâr gibi yeşil enerji kaynakları kullanılmalıdır böylece küresel sera gazı salınımının %34 kadarının önüne geçilebilir. 

Bu çözümlerin tüm dünya tarafından uygulanması için biraz vakit gerekse bile sonuçta zaman geçtikçe ve küresel ısınma daha da kötü bir hal alınca insanlar ve devletlerin bunları uygulamak dışında bir seçeneği kalmayacak. Durumumuz ne kadar kötü olursa olsun Dünya’dan umudumuzu kaybetmemeliyiz. 

(Visited 24 times, 1 visits today)