İki Yabancı

Pazar günü saat sabah 9.30’u gösterirken babamın beni uyandırmak için odama gelmesiyle uyanmıştım. Telefonumu açıp gelen bildirimlere bakmak için sosyal medyaya girmeye çalışırken bir şey dikkatimi çekti, wi-fi sembolü görünmüyordu. Galiba fatura tarihinin geçtiğini düşünüp mutfağa gittim. İnternetin neden olmadığını babama soracak iken evin her tarafını saran mis gibi taze pişmiş börek kokusu bana bu düşüncemi kısa süreliğine de olsa unutmamı sağlamış oldu.

 

Kahvaltı bittikten sonra dizi izlemek için televizyonu açtığımda hala internet yoktu. Bu durumu aileme söylediğimde faturanın tarihinin gelmediğini ve internetin bir çalışmadan ötürü olmayabileceğini söylediler. Ne yapacağımı şaşırmıştım, bu yaşıma gelene kadar neredeyse internetsiz geçirdiğim bir anım olmamıştı. İnternetsiz ne yapılır bilmiyordum, tozlu kitapları rafımdan alıp birkaç sayfa okuduktan sonra sıkılıveriyor bırakıyordum. Birkaç saat, bir gün, iki gün, birkaç gün derken zaman adeta benim için durmuştu tüm günlerim boş geçiyordu. Okulu bile özlemiştim, acaba arkadaşlarım şu anda ne yapıyordu orada internet çekiyor muydu belki de sadece tatil için geldiğim memleketimde çekmiyordu. Dışarıya çıkıp insanlarla sosyalleşmeyi akranlarıma bu internet problemini onlara da sormayı düşündüm ama dışarıda kendimi telefonum olmadan yapayalnız güçsüz hissettim adeta. Babamlar ise bu durumdan etkilenmiş değillerdi ne de olsa onlar için bir anlam ifade etmiyordu internet çocukluklarını benim gibi geçirmemişleri dolayısıyla benim gibi evde etkilenen başka kimse yoktu.

 

Neredeyse bir hafta olduğunda artık kararlıydım aşağıya indim her gün akşam saat 6-7 civarlarında top oynayan çocuklar oluyordu bunlardan çoğu benden epeyce küçüktü ama yine de yanlarına gittim. Direkt konuya girmedim onlarla oynayıp oynayamayacağımı sordum. Onlar ise bu kadar çekingen olmama şaşırıp tabii ki diye cevapladılar. İlk gün öyle yorulmuştum ki soruyu sormaya fırsat bulamamıştım hatta saatin geç olduğunu arkadaşların ailelerinin onları çağırmasıyla farkına varmıştım bizimkiler ise benim öğlenden akşama kadar dışarıda oyun oynamama epey bi sevinmiş olmalılardı ki saatlerce beni hiç çağırmamışlardı. Yukarı çıktığımda karşılaştığım manzaraya şaşırmadım. Hepsi gurur dolu gözlerle bana bakıyor gözlerinden “Demek ki internetsizde eğlenilebiliyormuş” dedikleri okunuyordu.

 

Birkaç hafta da daha böyle geçtikten sonra tatil bitmek üzereydi ve ben internetin yokluğunu unutmuştum ki ailem aslında internette bir problem olmadığını ve hayatın internetten ibaret olmadığını göstermek için bunları yaptıklarını söyledi. İlk duyduğumda öfkelendim “Nasıl yani tüm bu yaşadıklarım bir oyunun parçası mıydı?” diye söylendim. Ama telefonu elime aldığımda ise birkaç arkadaşım dışında yazan eden olmamıştı. Ailem böyle bir şey yapmasaydı hayatım boyunca asosyal korkak birisi olarak kalacaktım ama böyle bir şey yapmalarının nedenini şimdilerde daha iyi anlıyordum. Şuanda 23 yaşındayım ve interneti sadece gerçekten işlerimi yaparken kullanıyor arada bir hala film izliyorum interneti hayatımdan çıkartmam mümkün değil ama sanıyorum artık internetle yakın bir arkadaştan ziyade iki yabancıyız.

(Visited 30 times, 1 visits today)