İKİ ŞAİRİN PERSPEKTİFİNDEN AŞKIN KARMAŞIKLIĞI

Attila İlhan ve Cahit Zarifoğlu’nun sevda ve ayrılık üzerine söyledikleri sözler üzerine bir düşünelim. Atilla İlhan, ayrılıkların da sevdaya dahil olduğunu belirtiyorken, Cahit Zarifoğlu, başını alıp gitmenin sevdaya dahil olmadığını ifade ediyor. Her iki görüş de kendi içinde değerli ve düşündürücüdür. Fakat bu iki değerli kişinin düşüncelerini bir çerçeve içerisinde değerlendirirsek Attila İlhan’ın “Ayrılıklar da sevdaya dahil.” sözü, aşkın sadece mutluluk ve neşe dolu anları değil, aynı zamanda acı ve ayrılıkları da içeriyor gibi gözüküyor. Bu bakış açısı, aşkın gerçekçi bir resmini çiziyor. Aşk, her zaman mutlu sonla bitmeyebilir ve bu, aşkın doğasının bir parçasıdır. Ne demişler ”Bazen en büyük sevgiler, en derin acılara yol açar. Ve siz de sonuçlarını kabul etmek zorunda kalırsınız.”

Öte yandan, Cahit Zarifoğlu’nun “Oturup konuşsaydık geçerdi belki her şey / Başını alıp gitmek sevdaya dahil değil.” sözü, aşkın ve ilişkilerin iletişim ve anlayış gerektirdiğini, bir olay olduğunda kaçmak yerine iletişime geçmek gerektirdiğini belirtiyor. Cahit Zarifoğlu, başını alıp gitmenin, yani sorunlarla yüzleşmek yerine kaçmayı seçmenin, aşka zarar verdiğini ifade ediyor.

Benim görüşüm, her iki şairin de sözlerinde haklılık payı olduğu yönünde. Aşk, hem mutluluk dolu anları hem de ayrılıkları içerir. Ancak aynı zamanda, aşk, anlayış ve iletişim gerektirir. Sorunlarla yüzleşmek ve onları çözmek, sağlıklı bir ilişkiyi sürdürmenin önemli bir parçasıdır. Bu nedenle hem ayrılıkların aşka dahil olduğunu kabul ederim hem de Cahit Zarifoğlu’nun iletişimin önemini vurgulayan görüşüne katılırım.

İki şairin anlatımındaki temel zıtlık, Cahit Zarifoğlu’nun pişmanlık duygusunu ve orta yolu bulma düşüncesini bu sözünde yansıtırken Atilla İlhan’ın ayrılığın da aşkın bir parçası olduğunu hiç düşünmeden kabul etmesidir.

(Visited 20 times, 1 visits today)