Her şeyden önce 2+2=5 fikrini bir imkansızlık olarak görenlerin sahip olduğu tek dünyanın fiziksel gerçeklik olduğu iddiasını öne sunmak Goldfrey Harold Hardy’nin sözlerini okuduğumda benim için zor olmadı: ‘’Fiziksel gerçeklikten anladığım maddi dünyadır. (…) Benim için ve öyle sanıyorum ki pek çok matematikçi için ‘’Matematiksel gerçeklik’’ adını verdiğim başka bir gerçeklik daha bulunur. (…) Kanıtladığımız teoremler ki onlara tumturaklı biçimde ‘yaratımlarımız’ diyoruz, yalnızca gözlem notalarımızdır.’’
Platon’a göreyse Matematiksel gerçeklik aynı zamanda fiziksel gerçekliğe bağlıdır. Onun için varlıklar ebedi ve ezeli olarak ikiye ayrılır. Kesin bilgi ebedi varlıklar üzerinden elde edilir fakat fiziksel dünya devamlı olarak değişir. Bu da demektir ki yalnızca ebedi varlık olan duyularımızı kullanarak fiziksel dünya üzerinden varsayımlar elde edemeyiz.
Matematikte ise gün geçtikçe değişmeler ve yenilikler elde edilir. Platon’un burdan çıkardığı sonuçsa Matematiğin ebedi ve değişmez olmadığıdır. Yani matematikteki her bilgi gibi çocukluğumuzdan beri bize öğretilen ‘’2+2=4’’tür bilgisi de Matematiğe aittir ve değişmesi imkansız değildir.
Kendi bakış açımdan bakmam gerekirse matematikçilerin derin düşüncelerine rağmen 2+2=5 iddiası yalnızca matematiksel bir kanıtı simgelemez. İnsanlar arasında sembol haline gelen bu işlem en bilinen şekilde George Orwell’ın ‘’1984’’ kitabında karşımıza çıkar.
Kitapta anlatılmak istenen yönetim sistemi aslında günümüzdeki birçok devleti ve eğitim sistemini temsil eder. Yalnızca kendi doğrularını kabul ettirmeye çalışan bir grup insanın yönetmeliği altındaki devleti ve hiçbir şeyi sorgulama hakkı bulunmayan bir halkı 2+2=5 düşüncesi altında toplar George Orwell. Ana karakterimiz karşı çıkmaya çalışsa da o da boyun eğmek zorunda kalır. Herkesin doğruluğu bilinmeyen, tek bir kesin düşünce altında toplandığı devlet bu insanlara ev sahipliği yapar.
Aynı sembolleştirmeye Radiohead’in 2+2=5 şarkısında da rastlarız:
Are you such a dreamer to put the world to rights? (Dünyayı haklara sığdıracak kadar hayalperest misin?)
I stay home forever where two and two always makes a five evde kalacağım. (Sonsuza kadar iki artı ikinin beş yaptığı)
Şarkı sözlerinde bahsedilen hayalperestlik, insanların soru sorma hakkını kullanabileceğine olan inancına dair yapılan bir alaydır. Bir sonrakinde bahsedilen ev ise kişinin sorgulamamaya alıştığı için kendi dünyasında yarattığı rahatlıktır.
It’s the devil’s way out. (Şimdi şeytanın çıkış yolu bu.)
And there’s no way out. (Çıkış yolu yok.)
You can scream and you can shout. (Çığlık atabilirsin ve bağırabilirsin.)
It’s too late now. (Artık çok geç.)
Yukarıda bahsedilen şeytan, devlet sisteminin başındaki adamları anımsatıyor. Sorgulamalarına ve kendi düşünceleri hakkında savaşmalarına izin verilmediği için ev kabul etmek zorunda oldukları topraklardan ve sistemden çıkmak için çok geç olduğunun savunulduğunu da rahatlıkla görebiliriz. Bunlara sebep olan insanların güçlenmesine biz sebep olduk ve çok geç olmadan dur demedik bu nedenle artık ne yaparsak yapalım kurtulamayız.
I try to sing along (Birlikte şarkı söylemeye çalışıyorum)
But i get it all wrong (Ama hepsini yanlış anlıyorum)
Don’t question my authority. (Otoritemi sorgulama.)
Or put me in the dock. (Ya da beni bir limana tık.)
Kesinliğinden emin olmasam da şarkı sözleri diğer insanlarla birlikte mücadele etmeye çalıştığını fakat hepsinin bir koyun gibi sisteme uyum sağladığından şikayet ettiği çıkarımını yapabiliyorum. Aynı zamanda da liman kelimesinin eski zamanlar için sürgünü temsil ettiğini varsayarsak sistemi sorgulamanın sürgün gibi cezalar getirdiği çıkarımını da kolayca yapabiliyorum.
Tabii ki bilimsel ve tarihi bir açıdan basit bir şekilde bakacak olursak Antik Yunan’da 0 sayısı bulunmadığı için 1’in 0, 2’nin ise 1 olduğu savunulur, hatta çoğu zaman 1 sayısının varlığından bile şüphe edilirdi. Antik Yunan ve şimdiki zamanı karıştırarak yapacağımız matematiksel işlemde 2+2=5 bulma ihtimalimiz yüksektir çünkü Antik Yunan’ın 2 rakamı bizim zamanımızın 1 rakamına eşit gelir (2=1).
Birçok insanın internet ortamında savunduğu ve çok da bilimsel olmayan üstünkörü bir x=y işleminde ise iki tarafı da x’le çarpar, iki taraftan da y^2 çıkarırsak eşitliklerin iki kolunda oluşacak olan birçok bilinmeyen birbirini götürür ve 2x=x yani 2=1 sonucunu elde ederiz., tıpkı Antik Yunan’ın ele aldığı gibi. Bu durumda her iki tarafa da 3 eklersek 5=4 sonucuna ulaşırız. Yani 2+2 işleminin sonucunun 4 çıkması aynı zamanda 5 çıkmasıdır.
Sonuç olarak belki de matematiksel olarak kanıtlaması sayfalar sürecek bu işlem için internette insanları ikna etmek amacıyla yazılmış bunlar gibi daha birçok ‘’kanıta’’ rastlayabiliriz fakat bu basit işlemin bize ifade edeceği en büyük şey üzerimizdeki baskının ağırlığıdır. Fark edemesek de bir hapishanede yaşadığımızı fark ettirecek kısa fakat etkili bir matematik cümlesidir.