Gerçek ve yalanın tama olarak bilinmediği bir Dünya’da yaşıyoruz. Alıştığımız, her gün gördüğümüz şeylerin gerçek olduğunu öne sürüyor. Alışık olmadığımız olaylara, konulara yalan diyoruz. Araştırıp soruşturmuyor, bu görevi toplumun yapmasına izin veriyoruz. Araştırıp sormadığımız için gerçek sandığımız yalanlara inanıyor, belki de bir illüzyonda yaşayıp gidiyoruz. Peki birçok insan bu durumdan haberdarken niye bu yalana inanmaya devam ediyor? Bu sorunun kesin bir yanıtı olduğunu sanmıyorum. Her birey için farklı bir anlam, farklı bir cevap ifade edebilir. Bence doğrusunun olduğunu bildiğimiz bu yalanlara inanmaya devam etmemizin sebebi güven duygusudur. Hayatımız boyunca inandığımız bir yalan bize güven verir. Değişimin aksine tehlikede hissetmez, günlük hayatımıza devam etmeye çalışırız. Ne kadar güvende hissetsek de gerçekleri bilmek ve öğrenmek bence her zaman daha iyidir. Çünkü şu kısacık anlamsız hayatlarımızda yalanlarla harcayacak vaktimiz olduğunu pek sanmıyorum. Nietzsche’de bu durumu sözünde çok güzel belirtmiştir: “İki farklı insan var: gerçeği bilmek isteyenler ve yalana inanmak isteyenler.”
İki Farklı İnsan
(Visited 166 times, 1 visits today)