Yorgun geçen bir gün daha tarih sıralarında yerini almıştı. Artık bir günden daha yeni şeyler öğrenip bir yaşıma daha girdiğimi hissediyordum. artık yeni bir günün heyecanı vardı içimde.yeni bir iş ve yeni bir okul günü için büyük hayaller ile alınan ancak pahalı benzin fiyatlarından dolayı kullanınca içinizi acıtan o motorlu taşıtların motoru çalıştırılmıştı.
Okula gitmiştim. Geçmek bilmeyen derslerde kendimize ait olan o küçük, içinizi boğan ama bir yandan da büyük fikirlerin çıkmasına sebep olan sıralarda o değerli naçizane fikirlerini paylaşmaya çalışan, dünya tarihine bir dahi bırakmak isteyen öğretmenlerimizi dinliyorduk. Bedenen öğretmenlerimizin yanında olmakla ruhen başka diyarlarda başka zamanda başka birisi oluyorduk. insanların karşısında kendimizi belirleme çabası ile hep şu soru soruluyordu var mısın iddiaya? Hayatımda geçirdiğim en güzel okul günlerinden biriydi. çünkü okulda göstermiş olduğum yoğun ders sırasında çok çalışıp taktir almıştım akabininde ise aradaşlarım ile birlikte dışarı çıktım. güzel geçen gün arkasında mutlu bir saha bırakmıştı. Güzel anılar güzel gemilerine binip o uzak diyarlardaki insanları güldürmaye gidiyordu hoşçakal taktir belgesi hoşçakal
Birden yatağımdan kalktım ve bunların hepsinin koca bir rüyadan ibaret olduğunu gördüm arkadaşların taktirlerin hepsinin koca bir rüyadan ibaret olduğunu ama pes etmiycektim o taktir belgesinide alıcaktım ve yatmadan öce kendime şu sözü yineledi var mısın iddaya ?
Sabah olmuştu ve ben alışagelmişin dışına çıkıp en ön sırada yerimi almıştım. Bütün ders boyunca aydın ve açık bir fikirle öğretmenimin dersini dinlemiştim. Kendime inancım tamdı artık o sene bu seneydi. ve artık o gün gelip çatmıştı karne günü. Sabah taktir alacağım düşüncesine kapılmış bir şekilde okula gittim ve törene girdim törende bütün derslerde uyuyan öğretmenlerin hiçbir düşüncesini dikkate almayan bir öğrenciye verildi ve bende bu duruma çok sinirlendim. Artık okula gitmiyordum ve bu sayede dünyanın sayılı zenginlerinden biri oldum.